Gerçek bir mümin bazı nevrotik hastalıklara yakalanma tehlikesinden büyük ölçüde korunmaktadır; evrensel nevrozu kabul etmekle kişisel bir nevroz yaratma görevinden esirgenmiş olur.
gördüğünü kucaklayabilecek kim var ki,
Bir yandan sevinmek gerekir ki insan dışarıdan bakınca görünmüyor. İçindeki sürekli kramp, yüze bir nevroz ifadesi verse de ne olduğu anlaşılmıyor. Kaldı ki o nevrotik ifadeyi bile neyse ki anlayan pek az. " İnsanlar bir şey görmüyor, anlamıyor" diye şikayet edene şaşarım, kim görülmek, anlaşılmak ister ki, gördüğünü kucaklayabilecek kim var ki, bir de görülmekten söz edilebiliyor. Böyle hayalet gibi, hiç olmadığın şekillerde algıladım geçip gitmek, içinde gizli, sonsuz bir ağrı ile yaşamak... Başka çaresi var mı
Sayfa 25 - İletişim Yayınları, 8. BASKI 2020, İstanbulKitabı okudu
.
Bir buğu tabakası içinde gizlenmiş soğuk, sakin, gözlerinde o garip ışıltı ve dudaklarını şekilendiren metalik bir "Ouai!" *
Sanki kendi kendine söylüyor: "Ouai! Ben her şeyi bilirim. Hepsini önceden de duymuştum bunların. Uzun zamandır unutmuşum. Ouai! Boşversene! O labirent, o altın boynuzlu deve, kutsal çanak, Argonautlar, Bruegel'in Köy Düğünü, Akrep'in yaralandığı zamanki acı iniltisi, Areopagos, yarı delilik, kendinden geçme hali, sembiyotik, nevroz ve milyonlarca çakıltaşı arasında yapayalnız bir çiçek. Dayan. Çark dönüyor. Zaman gelir ki...."
*Tamam!
.
Sayfa 29Kitabı okudu
Nevroz, çağımızda yaşam tarafından düş kırıklığına uğratılan ya da yaşam için kendilerini fazlasıyla güçsüz hisseden insanların kapandıkları bir çeşit manastırdır.
Sayfa 83Kitabı okudu
Dişilliklerinin cazibesi ve anlamını derece derece bastırıp arka plana iterek kadınlar kendilerine en büyük zararı verir. Bu tür bir gelişim doğal olarak şiddetli psikolojik ayrılma yani nevroz ile sonlanır.
...”İcat edilmiş benlik daima korku içindedir, sürekli korkar. Korku içinde, paranoya içinde, nevroz içinde yaşar. Keşfedilmiş benlikte zihnin anormalliklerinden, sapkınlıklarından, nevrotikliğinden eser yoktur. O sadeleşir, sıradanlaşır; ama ışık saçan bir sıradanlıktır
bu.”...
