Kısacık ama çok yoğun bir roman Detaylar. Sıtmaya yakalanıp ateşlenen ve hasta yatağında geçmişi anımsamaya başlayan anlatıcı, yaşamında iz bırakmış dört insandan söz eder bize. 90’lı yıllara, Stockholm’deki öğrencilik yıllarına kadar gider ve aşk, özgürlük, dostluk, bağlılık gibi duygularla birlikte 90’lar nostaljisi yaşatır. Kitabın ilk bölümü, Johanna adlı bölüm çok güçlü bir queer anlatı olmasının yanı sıra Paul Auster’a ve başta New york Üçlemesi olmak üzere Auster’ın tüm eserlerine bir övgü niteliğinde. Bu bölüm, kitabın lokomotifi gibi, tekrar tekrar okunabilecek yoğunlukta ve güzellikte. Ateşli bir hastanın bulanık zihninden çıkmış ve geçmişe yazılmış bir mektup gibi. Anlatıcının zamanda geriye dönüşleri son bölümde annesine kadar ulaşır, yaşamın ilk başladığı noktada annemiz yok mudur zaten, dördüncü ve son bölümde anne kişisiyle tanışırız. İçinde annenin bulunduğu bir metnin şiirsel ve dokunaklı olmaması imkansız. Yazar Ia Genberg İsveçli, bu kitap da günümüz İskandinav edebiyatının güzel bir örneği. 2024 Booker ödüllerine aday gösterilmiş ve birçok edebiyat ödülünü toplamış.
Dünya böyledir işte: Adımlar birer birer atılır, sözcükler teker teker söylenir. Bu noktada Mavi'nin bilmesi mümkün olmayan şeyler vardır. Çünkü bilgi yavaş edinilir, edinildiğinde de çoğunlukla büyük kişisel özveriler pahasına olur.