Zat-ı sultan-ı beka, yani meânî hüsrevî,
Saz ve söz ahengin etmiş aşka burhan-ı kavi.
Ben ezel sermestiyim, meydanım arş-ı müstevî,
Aksedince gönlüme şems-i hakikat Pertevî
Meyde Bektaşî göründüm neyde oldum Mevlevî.
Nurı hüsnün, nâr-ı aşkın şemine pervane var,
Ömrümü vakfeyledim, birdir bana mehd ü mezar
Varsa kalmış sırr-ı