Bu dünyadan bir fani Neyzen geçmiş iki devlettede yaşamış hem padişah hem reisicumhur görmüş. Fanilerin mal mülk para şan şöhret için birbirini yediği yerde o kendi dünyasının kralı olmuş. Hem dergahlara mudavim hem uyum sağlayamadığı için istenmeyen olmus. Meyhanelerde kahvehanelerde kendi gibi büyük üstatlarla dostluk kurmus. Kendi için savaşmayan bir kadının yüzünden kızına hasret kalmış. Yalnızlığını içindekileri Ney ile anlatmış ama çoğunuda anlatamamış sonunda ruhu bedenine dar gelen bu adam kalabalıklar arasında ebedi yalnızlığına uğurlanmış.
Ney ve MeyDursun Kuveloğlu · Ankara Kültür Sanat Yayınları · 201710 okunma
yüreğim senin daracık ağzından daha fazla daraldı,
senin büyün ve renginden daha fazla inceldim.
seninle boşuna savaşa girmekten hasta oldum,
bul beni, zira senin ismin ve ayıbın oldum.
ey parlak yürekli, senin aşkının mayası olan mey azdır,
dün var olan o dert bugün daha az değildir. ey güzel,
senin hicranında yüreğimin sabrıyla
ney yapan arttı ney yakan ise azaldı.
yanımda olan yarin zülfüne ne el uzanır,
ne de başımdaki sarhoşlukta bir azalma olur.
bu olaya her baktığımda bende olanın
bir alemin derdi olduğunu görürüm.
aşk yolunda bir meyve olmalı o da yok,
ümit sokağında bir sahil olmalı o da yok.
"sabırla senin işin iyi olacak" dedin de,
bilirsin ki sabır için bir yürek gerek o da yok.
kılavuzu ay gibi bir yüz olmayan bir kişi
tehlike içindedir ve halkın ondan bir haberi yok.
kendinden kendine gelmek kısa bir yol değildir,
güzelin iki zülfünün başı dışında bir yol yok.
ey gönlümü gamzeyle alan, ruhu da al,
gönlü ve ruhu aldın, isim ve unvanı da al.
eğer dünyada benden bir iz kalırsa
geciktirmeyi bana reva görme onu da al.
Ne zaman sonbahar gelse, sarı sarı yapraklar düşse dalından ve sürüklense rüzgarın önünde bir yaprak. Ne kadar ısıtırsa ısıtsın dağları, ovaları güneş; ne kadar sıcak ve parlak olursa olsun gökyüzü, üşürüm, ürperirim içimden! .. Üstüme üstüme yürür hüzünlü güz günleri...
Bilirim ki, acılardır yüreğimde yankılanan ve içimdeki sevdadır acı veren
Tevfik için Mevlevihane ye asım atmanın tek sebebi Ney i idi. Ancak Ney üflemek, Mevlevi dervişi olmaya kafi değildi. Üflediğin nefesin kaynağı ile çıkan sesin manasını da idrak etmek gerekirdi.