Elim varmıyor yazmaya yine. Her şey yarım. Her şeyim. Adam gibi bitirdiğim tek bir öyküm bile yok. Yuh be Meto, altmışına dayandın, diyorum. Romanın da öyle. Yarım. İçim sıkılıyor. Aklıma https://1000kitap.com/HakanS/ geliyor, Wapp’dan mesaj atıyorum. Konumuz yazmak elbette. Moralim düzeliyor. Aslında edebiyat hep moralimi düzeltir. Daha çok da
‘Yakarsa dünyayı garipler yakar’ ekolünün vakur temsilcisi Martin Eden’le tanışacağım için oldukça hevesli ve heyecanlı bir vaziyette açtım kitabın kapağını... Bu heves ve heyacan –dürüst olmam gerekirse- son sayfalara yaklaştıkça Martin Eden’le artık vedalaşacak ve onu hayatımdan çıkaracak olmanın hazzını besledi. Yangın hiç sönmedi kitap
Sıradan bir günde bir insanın hayatını kurtararak kendi hayatını baştan sona değiştiren adamın romanı... Evet Martin eden okurları ve okumak için karar veren kitap dostlarım. Sizler de benim gibi okumakta erteleyenlerdenseniz bir an önce alıp okuyun demeyeceğim. Bu kitabın okunmaya değer bir yanının olmamasından değil. Tam aksine okunmaya değer
"Bir ateş tam ortamızda yandığında, bir çocuk parkı sanki içinde olduğumuz bir nehir gibi bizi boğduğunda, günebakanlar yüzünü güneşe değil bize döndüğünde, ayrı ayrı bindiğimiz tren girdiği karanlık tünelden çıktığında ve biz o trenden el ele indiğimizde, onun benim ikiz alevim olduğunu anladığımda ve kollarında daluyku geceler geçirdiğimde,
Öncelikle bu yazım fazlasıyla eleştiri içerecektir okumak istemeyenler geçebilir.
Ahmed Arif i sever ve şiirlerini cok beğenirim. Herkes Leylim Leylim der durur, duyarız da bu büyük aşkı ama hiç açayım da okuyayım dememiştim bu zamana kadar.
Söz konusu mektup olunca biraz tereddüt ederim okurken, sonuçta iki kişinin arasındaki özel bir