Çocuğun yanında yüksek sesle konuşmak ve bağırmak, ona bağırarak konuşmayı öğretir.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Kendi içinizle konuşmak istersiniz belki.Okudukça kendimle konuştuğum.Neyi aradığım neyi istediğimi sorguladığım.Sevmenin ne demek olduğunu bir kez daha düşündüğüm.Çokça konuşup bir o kadar sustuğum.. Velhasılı ben beğendim.Ama belki kendime yakın bulduğum için bilemem.Herkes kendine yakın olanı severmiş değil mi,belkide..
Sevgili Yalnızlığım
Sevgili YalnızlığımMehmet Deveci · Bengisu Yayınları · 2015121 okunma
Reklam
söyleyecek sözüm var ve balzac gibi konuşmak arzusunda değilim. ben sanatçı değilim; medeniyete de gerçekten inanmıyorum. ilerlemeye zerre kadar hevesli değilim. büyük bir köprü yapıldığında sevinmiyorum, uçaklar atlantik 'i geçince "aman ne müthiş!" diye düşünmüyorum. ulusların kaderiyle ilgilenmiyorum ve tarih beni sıkıyor. tarihi yazanlar ve onlara inananlar, tarih derken neyi kastediyorlar? nasıl olmuş da insan denen o mütevazi ve sevimli yaratık tiksindirici belgelerin maksatları doğrultusunda istismar edilmiş? nasıl olmuş da insanın mahremiyeti yok edilmiş, dindarlık hisleri iğrenç bir cinayet ve yıkım kargaşasıyla birleştirilmiş? ben ticarete de inanmıyorum. bütün makineleri hurda yığını olarak görüyorum, hesap makinesini, otomobili, lokomotifi, uçağı ve evet bisikleti de. yolculuğa, insanın bedenini alıp bir yerlere gitmesine inanmıyorum, şu ana kadar acaba kimse bir yere gitmiş mi merak ediyorum. siz hiç kendinizi terk ettiniz mi? zihnin bir insan ömrü boyunca yaptığı yolculuktan daha muazzam ve ilginç bir yolculuk var mı? sonu ölüm kadar güzel başka yolculuk var mı? William Saroyan
Konuşmak
Birbirleriyle konuştuklarını sananlar vardır. Olamaz öyle şey. Kimse, bir başkasının neyi duyduğunu, algıladığını bilemez. Ne düşündüğünü, ne demek istediğini. Kişi bildiği şeyi dile getiremez. Sözcükler geçerli değildir... Ne demek istediğini gizleyebilmek için, ne diyeceğini bilebilmek. Çift anlamlı konuşmak-yalan sanatı, insan olmak işte!
Sayfa 125 - Telos YayıncılıkKitabı okudu
"Yalnız Bir Opera ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın ya da kıskandığın diyelim
-O zaman bana anlat. Bilimsel bir egzersiz olarak falan yani. -Neyi anlatayım? -Ne aradığını? -Gerçek biri... Asla rol yapmak zorunda olmayacağım biri. Akıllı ama kendi hallerine gülmeyi bilen biri. Senoni dinleyince ağlamaya başlayan, müziğin kelimelerin yetmeyeceği kadar büyük olabileceğini anlayan biri. Beni kendimden daha iyi tanıyan biri. Sabah uyanınca ilk olarak ve geceleyin uyumadan önce son iş olarak konuşmak istediğim biri. Yeni tanışmış olsam da hayatım boyunca tanıdığımı hissettiğim biri.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
“Tanrım seninle biraz konuşmak istiyorum. Yalnız Türkçe konuşabilir miyiz? Üzgünüm, ben Arapça bilmiyorum da. Kürşat dayım senin yalnızca Arapça bildiğini düşünüyor. Ama sen bizim Tanrımızsın ve bütün dilleri bilirsin. Tanrım, ben babamı yanına alışın konusunda konuşmak istiyorum. Kızmazsın umarım. Çünkü senin bu çeşit konuşmalardan hoşlanmadığını söylüyorlar. Ama bu işte biraz aceleci davranmadın mı? Babam biraz daha bizimle kalabilirdi bence. Ama onu yanına aldığına göre, bir bildiğin vardır mutlaka. Tanrı’nın neyi niçin yaptığına aklımız ermezmiş bizim, öyle diyorlar. Senin adına konuşan ne çok insan var Tanrım, hiç dikkatini çekti mi? Yani çekmiştir mutlaka da.. Tanrım ona iyi bak olur mu? Biliyorsun o ticaretten anlamaz. Kendisi mutlaka aksini iddia edecektir ama sen yine de onu ticari bi işte kullanma. İyi bir memurdur aslında. Masa başı bir iş verirsen mutlaka başarılı olacaktır. Özür dilerim Tanrım, işine karışıyor gibi oluyorum ama. Tanrım, o çok iyi bir insandı. Ve herhalde onu cennetine alacaksındır. Bu da benim onu bir daha göremeyeceğim anlamına geliyor. Çünkü ben deliyim ve cennete giremem herhalde. Çok uzattım biliyorum çok uzattım ama hemen bitiriyorum. Son olarak, kendimle ilgili bir şey sormak istiyorum. Belki kızacaksın ama sormak zorundayım. Tanrım, ben şimdi ne yapacağım?” SEN HİÇ ATEŞ BÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ?
230 syf.
4/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kemal Varol'un daha önce bir kaç şiirine denk gelmiş sevmiş idim... Haw ilk okuduğum romanı ve haliyle kitabı. Daha da okumam zaten... Ama okuyabilirim de bilmiyorum. Kitap benim beklentimin tam tersi istikametteydi. Açık konuşmak gerekirse bir köpeğin gözünden fabl türü okuyacağımı sanmıştım. Hayvanlar çerçevesinde kurulan hikaye ve romanları
Haw
HawKemal Varol · İletişim Yayınevi · 2021747 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Çin Seddi'nin inşa sürecinin topluma, kültüre, kuşaklara ve diğer sosyolojik kavramlara tesirinin anlatılmaya çalışıldığı sonra, okurun zihninde Çin kültürünün şekil alması falan derken bu kültürün zihinde canlanması kalitesi, yazarın bu kültür hakkında bildikleriyle sınırlı, nerden bakarsanız. Keşke Kafka, bu Çin kültürü temalı hikaye kaygısına hiç düşmeseydi. ''Ben set inşa edildiği sıralarda ve daha sonraları yalnızca mukayeseli kavimler tarihi çalıştım'' demesi de yazarın okur zihninde oldukça soru işareti bırakırken sonra sonra efendim yalan söylemeyeceğim hani, asıl can alıcı nokta neresiydi, ben nerede neyi kaçırdım bilemiyorum. Sonra inkar da etmeyeceğim diğer hikayeler dahiyane, bu Blumfeld hikayesi yarım kalmış ve finali gerçekten merak ediliyor ne oldu o toplara falan... Bu hikaye kitabı önerilir. Kafka'dır bu, ne olursa olsun edebi özelliği hakkında menfi konuşmak olmaz...
Çin Seddi'nin İnşası
Çin Seddi'nin İnşasıFranz Kafka · Altıkırkbeş Yayınları · 2013223 okunma
Başak Buğday
"Konuşmak için kaldırdığımız parmak ile "Sus!" diyen parmağın aynı olması... Şimdi bu tesâdüf, neyi işâret ediyor?"
Reklam
Az önce sorduğu soruların cevabını merak ediyordu. Onu neden sevmediğimi. Ama böyle şeyleri konuşmak o kadar zordur ki. Böyle şeyleri susmak bile zordur. Hemen anlaşılır neyi sustuğu insanın, en usta yalancı bile bir şey yapamaz o noktada. Sadece salakça gülümseyebilir ve o haliyle kahreder karşısındakini, tabii kendini de kahreder bu arada. Her şey yıkılır böylece iki insan arasında, tuzla buz olur, ayağı kırık at olur, daha da düzelmez, ne geçmişe özlem kalır, ne gelecekten bir beklenti, ne de şimdi de yaşanabilir bir an, hiçbir şey kalmaz. Hangi sivri zekalı zamanı üçe ayırmış ki zaten? Her şey o şimdide olup bitti çoktan, yaşananlar bitti, yaşanamayacaklar bitti, her şey yaşanamayıp bitti o şimdide. Çok mu karamsar? Çok mu umutsuz? Allah kahretsin! Annem burada bana, onu neden sevmediğimi soruyor. Bunun nesi karamsar, bunun nesi umutsuz, bu benim hayatım, bu senin hayatın, bu herkesin hayatında bir gün köşeye sıkışacağı o yer, o ilk büyük pişmanlık, o asla telafi edilemeyecek hata, kapanmayacak yara, ayağa kalkamayan at, boğulan balık, hepsini tek tek mi anlatayım, hukuk kitaplarındaki gibi sonuna örnek davaları mı ekleyeyim, hani nerede kaldı anlayış, hani nerede kaldı anlayışın dostum.
Sayfa 130Kitabı okudu
1.028 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.