Bu kitap nasıl ve neden bu kadar çok sevilip ödül aldı anlamış değilim. Aslında bu 100 sayfalık bir kitap, ama konusuyla alakası olmayan lagalugalarla doldurarak 560 sayfaya kadar uzatılmış. Evlerinde çalışan hizmetçinin haftada kaç kez geldiği, ilk regli, olayla hiç alakası olmayan insanlarla yapılan konudan bağımsız uzun ve sıkıcı muhabbetleri
sabahtandır aklımda şener şenin bir sözü var- bir replikte olabilirdi ama benim çok anlamlıydı -belki düşüncelerim onu hatırlmaya itti belki de hatırlanmak için doğru zamanı bekliyordu bilmiyorum şöyle diyordu neyseki bir filmmiş
Eger, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü
Zamanında bir video izlemiştim KPSS için oradaki beyefendi anlatıyordu bir anısını. Biri kızını getirmiş okula kayıt için ve şöyle demiş 'hoca buna okuma öğret ama yazma öğretme .' E tabi haliyle merak edip sormuş öğretmenimiz de 'niçin ?' diye aldığı cevap da 'yarın öbür gün erkeklere mektup yazar' olmuş. İşte biz
Çığlığıda bitirdim sadece 3 günde. Sizin 1 günde bitireceğinizden eminim. Ben kitabı okurken ufak krizler geçirdim ve uzun aralar verdim saatlerce okumadığım oldu kitap bitimine son 50 sayfa kalana kadar Nora'yı kendine gelmesi için katil unikornlari üstüne salmak ve Pach'ı cehenneme yollamak istedim hemde nasıl istedim ama neyseki kitap
Bazı günler tersinizden kalkarsınız.Daha yataktan kalkar kalkmaz, aksilikler üstüste gelir.Bildim bildim, benim de olur bazen böyle günlerim diyorsunuz değil mi? Gelin şimdi sizi Rıdvan ile tanıştırıp başına gelenleri anlatayım da kendi kötü gününüzü öpün de başınıza koyun. Rıdvan tam olarak bahsettiğimiz gibi bir güne uyandı. #menemen yapmak
Merhaba,bugün sizlere Psikoloji'nin baş yapıtı,Olgunluk döneminin en büyük romanından bahsedeceğim;Suç ve Ceza'yı anlatacağım.Bu kitap 150 yıl önce Dosteyevski'nin sesinin günümüze ulaştığı ve Edebiyat yaşamına damgasını vuran eşssiz bir eser.(Sizlere tavsiye vermek istedim.)Stefan Zweig'ın üç büyük ustayı anlattığı bir eseri vardır.(Üç Büyük
Yıllar ne kadar da hızla geçiyor. Ve ben bu cümleyi neden bu sıralar hayli fazla kuruyorum. Bugüne değin elde etmek için çırpındıklarımın bana karşı düşmanca hareket etmelerine mi üzüleyim, dost bildiklerimle yollarımın erkenden ayrılışına mı? Bunun kararını verecek kadar metanetli olsaydım dün geceyi parkta değil evimde geçirirdim. Muhtemelen
Aşağıya doğru koşuyorum. Sırtım terliyor ve ben bunu hissediyorum. Hissettiğim başka şeyler de var. Mesela bu sabah kalktığımda damağımda dibek kahvesi tadı vardı. Halbuki dün çok istememe rağmen Rüknettin'le beraber kahve içme fırsatını bulamamıştık. Sabahtan akşama kadar taş taşıdık. Şaka yapmıyorum, yevmiyesi yüzyirmibeş liraya Hüsamettin