Hamamda kurnadan rakı içen Neyzen Tevfik ...
Çaycı Hacı Mustafa da Neyzen'in gece gündüz birlikte olduğu dostlarındandır. Bir gün Neyzen' le Hacı bir hamama giderler. İkisi de genç, ikisi de dinç, ikisi de içkicidir. Bir hamam alemi yapacaklardır. Yanlarına da bir damacana rakı alırlar. Ama bardak ya da kadeh almayı unuttukları için rakıyı kurnalardan birine boca ederler. Bundan sonrasını Hilmi Rit'e bırakalım, bakalım neler anlatacak: - Kadehe, şişeye de gerek yok. Hamam tası var ya! Geçerler kurna başına, Neyzen çalar. Hacı okur. Hacı okur, Neyzen çalar. Rakı tükendikçe rakı aldırırlar. Ama hamamın sıcaklığı yüzünden boyuna terledikleri için iki ahbap çavuş bir türlü sarhoş olmazlar. içki tutmayınca ne yapılır. Neyzen derhal karar verir. Sırtına bir aba geçirir, fırlar Direklerarası'na. Sokrat Eczanesi 'nden büyük bir şişe eter alır, gelir boşaltır rakının içine. Bu kez başlarını kurnaya sokup içmeye başlarlar. Ama kafalarına yeni bir düşünce takılır. Havva Ana, Adem Baba çıplak gezerler. Neden kendileri de çıplak gezmesin? Bu parlak düşünce uygulanır. Neyzen çırılçıplak kendini hamamdan dışarı atarak Şehzadebaşı yolunu tutar. Arkasından da yine çırılçıplak Hacı. Ne ki, bu adembabaların Direklerarası gezintisi çok uzun sürmez. Görevliler az sonra bu adembabaları çalyaka edip götürürler.
Sayfa 112 - Sel Yayıncılık 6. Baskı 2014Kitabı okudu
Dostlarım hırsızlar yankesiciler esrarkeşlerdi… Yeni Camii’de Arnavut İsa’nın kahvesinde gece işçileri (hırsızlar), dolandırıcılar (dızdızcılar), düzenbazlar( mantarcılar) arasında yattığım zamanlar hayatımın en mutlu zamanladıydı. Orada efsanevi bir hayat sürdüm. Bir padişah bir serbesti gibi yaşıyordum. Rqkımı, mezemi, afyonumu bu adamlar sağlıyorlardı. Çalıyorlar, çırpıyorlar Neyzen’lerine gözü gibi bakıyorlardı… ya ben onlara ne yapıyordum? Bir iki ney taksimi hepsi bu! Ben hayatımda bu yalınayak yırtık elbiseli insanlardan gördüğüm yardımı hiçbir zaman unutmadım. Oradan ayrıldıktan sonra da hep ziyaretlerine gittim…
Reklam
:D
“Dostlarım hırsızlar, yankesiciler, esrarkeşlerdi. Yeni Cami'de Arnavut İsa'nın kahvesinde gece işçileri (hırsızlar), dızdızcılar (dolandırıcılar), mantarcılar (düzenbazlar) arasında yattığım zamanlar, hayatımın mutlu zamanlarıydı. Orada efsanevi bir hayat sürdüm. Bir padişah, bir derebeyi gibi yaşadım. Rakımı, mezemi, esrarımı hep bu adamlar sağlıyorlardı. Çalıyorlar, çırpınıyorlar bana bakıyorlardı. Ya ben onlara ne yapıyordum, hiç... Birkaç taksim, işte o kadar.”
Sayfa 73 - Dorlion Yayınevi
Kitapta geçen bazı karakterler
Zeus’un başkanlık ettiği erkekler masasında, şimdilik Ömer Hayyam, Leonardo da Vinci, Sigmund Freud, Friedrich Nietzsche, Neyzen Tevflk, Charles Bukowski, Sokrates oturuyorlardı. Aralarına sonradan katılacaklardan henüz habersizdiler. Kadınlar masasına Afrodit başkanlık edecekti. Henüz yalnızca beş kadındılar. Sinemanın parlak yüzü Marilyn Monroe , Bir Geyşarun Anılan’ndan fırlamış Sayuri, lakabı Şafağın Gözbebeği” olan Mata Hari, eski Mısır’ın efsanevi kraliçesi Kleopatra.
Dostlarım hırsızlar, yankesiciler, esrarkeşlerdi. Yeni Cami'de Arnavut İsa’nın kahvesinde gece işçileri (hırsızlar), dızdızcılar (dolandırıcılar), mantarcılar (düzenbazlar) arasında yattığım zamanlar, hayatımın mutlu zamanlarıydı. Orada efsanevî bir hayat sürdüm. Bir padişah, bir derebeyi gibi yaşadım. Rakımı, meze­ mi, esrarımı hep bu adamlar sağlıyorlardı. Çalıyorlar, çırpınıyorlar, bana bakıyorlardı. Ya ben onlara ne yapıyordum, hiç... Birkaç taksim, işte o kadar.
Sayfa 28 - Özgür Yayınları