Bazı kitaplar vardır, okurken kendimizden bir parça buluruz. Hatta bazen daha da ileri gider: "Bu kadarı da olmaz, bu kitap beni anlatıyor!" deriz.
Hayatın bazı dönemlerinde öyle bir ruh haline bürünüyorum ki... İsmini veremediğim bir ruh haliydi, artık bir ismi oldu: OBLOMOVLUK.
Nazım Hikmet'i sever misiniz?
Hadi canım, nereden
Modern ve aydınlık bir ülke olabilmenin kendi özünden, kendi değerlerinden güç almak ve kendi kendine yetebilmekten geçtiği gerçeğinden hareketle kurulmuş devrinin çok ötesinde bir eğitim öğretim kurumuydu köy enstitüleri. Faaliyette bulunduğu kısacık sürede toplumun kendi değerlerine sahip çıkarak neler başarılabileceğini göstermiş oldu. Haliyle
Kimse giremez yazıp astım kalbimin kapısına.O gül yüzlü oturdu başköşeye.Güldü; ben okuma bilmem dedi.Bilenlerin geri döndüğü nice kapılar vardır ki bilmeyenlerin önünde açılır ardına kadar.
Halı lükstür, sıhhat lüks değildir.
Eller, kollar, gözler, yürekler sağ oldukça eskilerinden daha şahane nice halılar dokunur. Ama ben gidersem beni hangi tezgâhta dokuyacaksın?
Sayfa 34 - Berikan Yayınevi, Ankara, 2003, 2.ciltKitabı okudu
Shakespeare okumayın!
Evet, doğru duydunuz.
Shakespeare okumak size ve yakın çevrenize ciddi zararlar verebilir!
Hiç aklımda yokken, tiyatro okumayalı yıllar yıllar olmuşken tanıştım Macbeth eseriyle. Tanışma o tanışma Romeo ve Juliet takip etti kendisini. Akabinde Soneler. Baktım ki adam elini neye değdiyse muhteşem işler çıkarmış, bir gülün
"Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
Kitabı eline alır, incelersin. Sayfaları şöyle bir açar koklar, kitabın kokusunu içine çekersin. Ben çok severim mesela kitap kokusunu. Yeni basılmış ya da sararmış bir kitapsa muhteşem bir kokusu olur. Açar bir göz atarsın içine. Olur ya ilk cümle olarak böyle bir cümle çarpar gözüne. Hadi
Bugün okulda bu öğrencilerimle ilk kez okuma saati yaptık.(1.sınıflar) Onlar kitaplarını okudular, örnek olmak amacıyla ben de kendi kitabımı okudum, nasıl okunacağını gösterdim. Teneffüs olduğunda bazı öğrencilerim ellerinde kitaplarıyla bahçeye inip teneffüste de okumaya devam etmişler. Normalde bahçemizde kitap okuyan çocuk değil, tekme ve yumruk atan çocuklar görüldüğü için durum nöbetçi öğretmenin dikkatini çekmiş. Çocuklarıma öğretmeniniz kim sizin diye sormuş. İsmimi söylemişler, çocuklarımla nasıl gurur duydum anlatamam. Onların hayatı boyunca okuyacakları nice kitabın vesilesi olmak da benim için ayrı bir mutluluk kaynağı.
Her şey kitapla değişecek, güzelleşecek... Bir günde değil belki ama bir gün olacak.
Hayatımın üçte birini köy öğretmeni olarak geçirdim. Köy okulu demedim 3 bin+ kitaplık kütüphane kurdum. Ve şimdi yeni okuluma doğru yola çıkıyorum. Dokunulacak nice hayatlar, birlikte okunacak nice kitaplar var.
Hayatımı değiştiren kitap!
Hayatımı değiştiren film!
Hayatımı değiştiren olay!
Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı?
Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye