“Başta kendinize haftada bir, senede elli iki hikâye yazma hedefi koyun. Bu mecrada ustalaşana kadar yazdığınız birçok şeyi atacak veya yakacaksınız. Şimdiden başlayın da bunlar aradan çıksın.
Ben eninde sonunda niceliğin nitelik getireceği kanaatindeyim.
Nasıl mı?
Michelangelo, da Vinci, Tintoretto milyonlarca eskizle nicelikten niteliğe, yani tek bir eskize ve ardından harikulade yetkin güzel portre ve manzaralara ilerlediler.
İyi bir cerrah binlerce, onbinlerce vücut, doku, organ keserek nicelik sayesinde niteliğin önemli olduğu aşamaya hazırlanır, ta ki bıçağının altına bir canlı yatana kadar.
Bir atlet yüz metrelik koşu için kilometrelerce koşar.
Nicelik deneyim kazandırır. Nitelik ancak deneyimle olur.
Önemli önemsiz tüm sanat dalları işe yaramaz eylemleri bertaraf edip özlü ifadelere ulaşmak üzerine kuruludur.
Sanatçı neyi dışarıda bırakması gerektiğini öğrenir.
Cerrah doğrudan sorunun kaynağına yönelmeyi, vakit kaybı ve komplikasyon riskini ortadan kaldırmayı bilir.
Atlet gücünü nerede harcayıp nerede saklayacağını, hangi kası kullanması gerektiğini öğrenir.
Bir yazar neden daha farklı olsun ki?
En büyük marifeti daima ne yazdığı değil, neyi yazmadığıdır, gitmek istediği yolu basit ve net duygularla ifade edebilmesidir.
Sanatçı o kadar ağır ve çok çalışır ki, sonunda parmak uçlarının kendi beyinleri ve hayatları olur.