Müzikle, müzikle anlayışımız arasında bir tür tutarsızlık bulunmaktadır.
Müziğin sıradan bilginin ötesinde yatan gizli bir dünyaya açılan pencere olduğu inancı Hıristiyanlık öncesinin eski uygarlıklarında da yaygındı. Batıda bu inancın kökeni İsa’dan 5 yüzyıl önce yaşamış Yunan filozofu Pythagoras’ın, gamı oluşturan notaların basit tam sayılar arasındaki uyuma denk düştüğü düşüncesine dayanır. (gerginlikleri aynı iki telden uzunluğu diğerinin yarısı kadar olan, bir oktav daha yüksek nota üretir, uzunluğu üçte ikisi olan tam beş daha yüksek nota üretir vb. ) Pythagoras ve ardılları, tüm evrenin aynı matematik ilkeleri üzerine kurulduğunu ve duyduğumuz müziğin dünya, güneş ve yıldızları bir arada tutan uyumu görünmeyen, ama hep var olan “küreler müziği”nin duyulabilir biçimi olduğunu düşünüyorlardı. Çin’de yüzyıllar boyunca devam hüküm süren benzer bir inanç doğrultusunda bir dizi deprem ya da başka doğal felaketlerin, dünyevî müzikle kozmik eş değeri arasındaki bir uyumsuzluktan kaynaklanmış olma ihtimaline karşı bazen gamın çeşitli notalarının akortları incelenirdi
Reklam
Schenker’in müziğin daha sütün bir gerçekliğin insan dünyasına yönelik saldırısını simgelediğine olan inancı oldukça gerçekçi bir inançtır. “Müzik” der “”dahi besteciyi deyim yerindeyse bir aracı olarak ve kendiliğinden kullanır.” Schenker’e göre dahi bestecinin tanımı budur
Geri17
73 öğeden 71 ile 73 arasındakiler gösteriliyor.