İfrin baharı getiriyor, toprak yudum yudum beni içerliyor içlerine. Bir oda dolusu anı, her biri kucak dolusu, ama şimdi? Sarılıyor bana, hayatımda hepi topu olan bir kaç arkadaş. Ben bir sarılma, bir kucak, bir sıcaklık bulamıyorum ki. Pul pul dökülüyor benim tenimin acısı, sızısı. Aklım dirayetine def yemiş, tüten duman benim gözlerimde nemli. Bir sele vursa beni, belki de geçerdi bu göğsümdeki tıkanıklık.
Ama yok, mecal yoktu bende. Aç kalmışım, aça aça mera olmuşum. Dönüyorum olduğum yerde, Kudüs'ün ceddinde, Klisenin orta yerindeyim ben. Tanrı'nın baş ucundayım, yaratılışımın en başında.
Binbir kavisli özlem beni daha da törpülüyor, sağdan sola sertçe çarpıyordu beni, sırf şu canıma canan ettiğim yerde de un ufak kalayım diye.
Kısılmış gözlerimden, üzerimde kalmış o günün giysisinden, avucuma yaslanmış o elden, mahmur gözlerin solmuş yaşlarından bir haberim oysaki.
Dünyaya kırgındım.