Çoğu insan para için kitap yazar. Akademisyen olanlar yükselmek ya da kürsü sahibi olmak için yazarlar. Ya da en iyi durumdakiler ilgi çekmek ve öğretmek için yazarlar. Ama Nietzsche bunların hiçbirine benzemez. Kavrayışlı Lou Salome'nin deyişiyle, "eğitmek için değil düşünceleri değiştirmek için" yazmaktadır. Rohde'ye gönderdiği bir mektuptaki ifadesiyle, tüm kitapları uygun kişileri davasına kazanmak için tasarlanmış "yemler ve ayartıcı seslerdir." Wagner'den uzaklaştırmak istediği Reinhart von Seydlitz'e kendini gayet açık bir dille sunmuş, "her korsan gibi insanları çalma peşinde" olduğunu belirtmiş, "ama onları çalıp köle yapmak değil benim çevremde özgür kılmak" istiyorum demiştir.
Sayfa 363 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Orta'dayken tekrar düşünmüş ve bütün felsefemi sana açıklamaya karar vermiştim. Bu kararın ne demek olduğunu asla bilemezsin: Kimseye bundan daha büyük bir armağan verebileceğimi sanmıyorum...
O günlerde seni görebildiğimi düşünerek, dünyevi ideallerimi ortaya döktüm ama sana iyi bakamamışım...
lou,
ne kadar acı çekiyor olduğum, sevgili lou, kendini tekrar bulup bulmaman sorunuyla bağlantılı değil. senin kadar zavallı bir insanla hiç uğraşmamıştım:
cahil ama zeki
bilinen şeyleri değiştirmekte usta
bu kusuru tatsız ama saf
genellikle inatçılığından, küçük sorunlarda dürüst ve adil
sorun büyüdüğünde bütün duruşu
Nietzsche de Salome ile tanışır tanışmaz ona aşık oldu ve Salome' nin günlüklerine göre yedi ay içinde ona üç kez evlilik teklifinde bulundu...
Rilke ,Salome 'ye isimsiz mektuplar yazıp şiirlerini gönderir.Salome bu mektuplara ilk başta sinirlenir ve görmezden gelir.Sonra bu mektuplardaki şiirlerin dehasına ve büyüsüne kapılır.Salome Rilke'den 15 yaş büyük olmasına rağmen ikili birkaç yıl boyunca sevgili olur...
Bu süre zarfında Rilke'nin orta ismini Rene'den Rainer'e dönüştürür.
Dua Saatleri adlı eserini Salome'ye adayacaktır.
Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutku'yu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum, oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum, okudum, anlayamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde.
Hem kızdım hem güldüm halime.
Sonra dedim ki söz ver kendine;
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmeyi seviyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Bir ben biliyorum
Yüreğinin severken
Ölmek değil de öldürmekten korktuğu için
Tir tir titrediğini
Kayboluşlarında kendini bulup
Her şeye yeniden başlama hevesini
Yalnızlığının nasıl kursağında bıraktığını
Öyle bir hayat yaşıyorum ki, cenneti de gördüm, cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki, tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum, oynadım
Öyle bir rol vermişler ki, okudum okudum, anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki söz ver kendine
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman, hep acele etmem bundan, anladım
...Bu dünyayı ben yaratmadım Lou, keşke ben yaratmış olsaydım, o zaman aramızda olup biten her şeyin suçunu yüklenebilirdim.
Hoşçakal, sevgili Lou, mektubunu sonuna kadar okumadım ama okuduğum kadarı bana yetti...
F.N.