Fuat Gedik
Nietzsche'nin gözünde, feminizm de Hıristiyanlık, demokrasi ve sosyalizm gibi bir tereddi eseridir. Burada erkek küçüktür ve erkek küçük olduğu için kadın erkek­leşmiştir. Zira kadındaki kadını sadece erkek - gerçek erkek kurtarabilir. Kadın, di­şilikten çıkması ile bütün kudret ve nüfuzunu kaybeder. Kadınla erkek eşit değildir. İki cins arasında ebedi savaş vardır. Barış ancak biri veya diğerinin üstünlüğü ka­zanması ile sağlanır. Fakat kadınla eşitliğe kalkışmak tehlikelidir. Kadın, bununla yetinmez. Bununla beraber ancak erkeğe tabi olursa mesut olabilir. Evlilikteki ger­ginlik, kadının kısmen yatışabilmesine karşılık erkeğin daralıp boşalmasındadır. Şe­ref ve buluş kabiliyeti, bekar erkeğin lüksüdür. Çoğu filozoflar, çocukların doğması ile yok olur. Feminizm, sosyalizm ve anarşiyi doğurur ve bunların hepsi Demokrasi saçmala­rıdır. (. .. )
Sayfa 285Kitabı okudu
Nietzsche, Marx ve Foucault’un feminist veletleri
Avradizm bütün hırçınlığıyla saldırıp duruyor etrafa. Ne adap tanıyor ne de edep. Bütün sınırları çiğniyor. Saldırgan, coşkun, akışkan. Sıvı düşünce. Ele avuca sığmıyor. Elimize ve bedenimize bulaşarak yapış yapış bir ıslaklık bırakıyor. Konuşmanın değil, hırlamanın peşinde. İnsanın evrensel ortak doğasına da inanmıyor, kadim geleneklerin iyi ve
Reklam
201 syf.
8/10 puan verdi
Felsefelogos en iyi sayılarından biri. Feminist felsefenin temellerinin ele alındığı ve olumlu-olumsuz her görüşün değerlendirildiği, 21. yüzyılda kadın hakları mücadelesinin nasıl ele alınacağı buna bağlı olarak da mevcut sorunların neler olduğunu filozof ve düşünürlerin sözleri ile entelektüel yazarların yorumlarıyla derinlemesine irdelenmiş. Özellikle Nietzsche'nin kadınlar ve kadın hakları kapsamında söylemiş ve yazmış olduğu sözlerle Nietzsche'nin çürütülmesi beni çok etkiledi. Kendisini kadın hakları mücadelesi kapsamında eksik ve hatalı buluyordum ancak Nietzsche'yi kendi sözleriyle çürüten analiz çok zekiceydi. Ve tabi kadın hakları mücadelesini okurken ikinci dalga feminist hareketin Simone de Beauvoir gibi aşık olunası (zaten olmuştum) bir isim ışığında varlığını hissettirmesi dergiyi özel kılan başka bir detaydı. Tabi eksiklikten kaynaklı hataları da yok değil. Puan kırımını da oradan yaptım. Her ne kadar o dönem şartlarında dini hareketler kadınları bir nebze daha iyi standartta tutmuş olsa da sonunda hepsinin erkek egemen söylemin baskılamasıyla birer kölelik düzenine dönüşmesine değinilmediği gözümden kaçmadı. İlgilisinde merak uyandırmak adına bazı konu başlıklarını vereyim. Derginin açıklama kısmı boş geçilmiş malesef. - Feminizm ve Postmodernizm - İslamiyet Öncesinde Cinsellik ve Evlilik - Ütopya ve Feminizm - Aristoteles'in bilgi kuramı ve Feminist epistemoloji - Feminizmin güncelliği - Kadın sorunu - Gender - Nietzsche'de kadın, duygusallık ve akıl - Dayanışma ve sorumluluk (Afşar Timuçin) (Afşar Timuçin'nin bu makalesi üzerine özel olarak bir kitap yazılması gerekmekte bence)
Felsefelogos - Sayı 15
Felsefelogos - Sayı 15Felsefelogos · 20013 okunma
Nietzsche'de "kadın" ve feminizm
(...) "mutluluğu" "gücünü artırma hissi - bir direnişi aşmak" olarak tanımladığından, özgürleşme hareketine itirazlarından biri de kadınları eskiden olduklarından daha mutsuz kılmasıdır. Bu da Şen Bilim' deki iddiayı, yani erkeğin "hizmetine koşması'', onun cüzdanı ve toplumsal sekreteri olması -"tahtın ardındaki güç" olması- bakımından kadınların "fazladan bir kuvvet ve haz" edindiği iddiasını tekrarlamaktan başka bir şey değildir. (Maori kültüründe kadınlar meydanda konuşamasalar da, burada ataerkillikten ziyade ana￾erkilliğin olduğu düşünülür.) Bu yüzden Nietzsche erkekler gibi kadınların da kendi tarzlarında güç istencine sahip olmasıyla ilgilenir. Kısacası, kadınların mutluluğuyla ilgilenmektedir. Bu yüzden kadınların "hizmet etmeye yazgılı olduğunu ve böyle tatmin duyduğunu" söylemektedir. O halde bütün patırtının ardına baktığımızda, Nietzsche'nin kadınlarla ilgili görüşlerinin onu ahlak tanımaz değil, daha ziyade çok gelenekçi bir ataerkillik yanlısı yaptığını görürüz.
Sayfa 644
"Bir ülkede kadınlar için gerçek özgürlük olmadığı sürece, o ülkede gerçek özgürlük yoktur." Anaerkil ailenin yıkılmasıyla ev yönetimi toplumsal niteliğini yitirdi. Ev yönetimi artık toplumu ilgilendiren bir sorun değildi. "Özel hizmet oldu. Toplumsal üretime katılmaktan alıkonan kadın da baş hizmetçi oldu. " (Engels).
65 syf.
·
Puan vermedi
“Kendini tanımak” alt mesajlarda en çok karşımıza çıkan unsurlardan biridir. Gerek doğrudan, gerek dolaylı olarak yakalarız bunu. Aslolanı Aramak. mutluluğu; kimi aşkı, sevgiyi, tutkuyu; kimileri benliğini, kimileri de amaçlarının peşinde koşar durur. Ben gerçekten ben miyim? Yoksa olmak istediğim kişi mi, yoksa farkına varmayıp başkalarının
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,6bin okunma
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.