Eveeeeeet başlayalım..
Dili sade, anlaşılır. Roman akıcı, çok eğlendim okurken. Zaten Ahmet Mithat sohbet havasında anlatıyor olayları.
Eserde "alaturka" ve "alafranga" kavramları vücut buluyor. Hangi karakterin neyi temsil ettiği sır, kesinlikle adından anlaşılmıyor yahü. Karşılaştırmalar mevcut. İki zıp tipin arkadaşlığını okuyoruz. Ancak Felatun Bey'e ayrılan kısımlar çok az. Az olan kısımlarda da gülüp dalga geçtik adamla. Ben anlamadım. Yazarın objektif olması gerekmiyor mu? Yerden yere vurduk Bey dediğimiz Felatun'u. Hak etti o da tabii. E Râkım'ı da göğe yükselttik. O da içti, o da kadına -anası yaşında-düştü. Kadın -köle, cariye- satın aldı. Kardeş gibi sevmiş peh! Tahmin etmedik mi roman sonu Canancığıyla birlikte olacağını. Roman boyunca dört kadın da peşinde koştu Koca Râkım'ın vesselam. Ama çalıştı, çabaladı parasını kendi kazandı tabi. Şımarıklık yapmadı. Helal olsun Râkım'a.
Kimse kimseyi aldatmadı, bu sefer mutluyuz yüppi. Böyle tatlış bir roman, bir klasik işte.. Herkese afiyet olsuuun.
*"Ey sabâ esme nigârım uykuda" Ziya Paşa(güfte), Nikoğos Ağa(beste)*
*Hafız Divânı*