Adli bilimci Edmond Locard, tarihe pek basit bir deyiş kazandırmıştır: "Her temas iz bırakır."
Sayfa 123
''Küçük dozda zehir, ilaç; aşırı dozda ilaçsa zehirdir.''
Sayfa 181 - NikaKitabı okudu
''Her temas iz bırakır.''
Sayfa 123 - NikaKitabı okudu
"Her Temas İz Bırakır" :)
Kitapta tamamen geçmiş senelere dayanan, çok konuşulan ve günümüz araştırma yöntemlerine öncü olan vakalar anlatılmış. Okurken satırlar arasında sizi Sherlock Holmes gibi düşünmeye iten bazen tüyler ürpertici bazen de şaşkınlık yaratan sürükleyici vakalar mevcut.
Polisiye sevmeyenler bilgilendirmelerden biraz sıkılabilirler fakat ilgisi olanların severek bitireceğinden eminim.
Anlatımda dikkatimi çeken detay; aralara serpiştirilmiş samimi cümleler olmasıydı, sanki bazen yazar sizi karşınıza almış da bu cinayetleri doğal olarak anlatıyormuş gibi gülümsetebiliyor.
Son olarak buradan kitabını iki kez ödünç aldığım biriciğim 
Özo teşekkürlerimi iletmeyi borç bilirim, kitap hakkındaki muhabbetimiz anı kaldı. :)
Kadınların maço erkeklere tutkusu..
Kaye, Mahon'un evli olduğunu (Mavoruneen adlı İrlanda bir kadınla) biliyordu ama adamın evliğinden hoşnutsuzluğunu ve karısını yakında boşayacağını söylemesi yüzünden aldırmıyordu. Kaye, Mahon'un gençliğinde karıştığı bir banka soygunu yüzünden beş yıl hapis yatmış bir sabıkalı olduğunun da farkındaydı. Ancak hamileydi, âşıktı ve bu esmer, yakışıklı İrlandalıyla yepyeni bir hayata başlamanın heyecanına kapılmıştı.
Sayfa 162Kitabı okudu
Saplantılı aşık
2 Eylül'de kadıncağızın uyurken boğazını kesmişti. Yaptıklarına yönelik tek açıklaması, "Onu sevdim. Fedakârlıklar kanla kutsanmalı" idi oldu.
Sayfa 158Kitabı okudu
Herkes mitokondriyal DNA’sını, anne-baba genlerinin bildik karışması olmadan annesinden alır ki bu da, doğrudan anne tarafından gelen soy hattında bulunan herkesin aynı mitokondriyal DNA’yı taşıdığı anlamına gelir.
Tanrıcılık oynamak hoşuna gidiyordu.
Küçük dozda zehir, ilaç; aşırı dozda ilaçsa zehirdir.
Alfred Swaine Taylor, İngiliz toksikolog (1806–1880)
İrkilmek, bir ölüyle, özellikle şekli feci bozulmuş veya uzuvları koparılmış bir ölüyle karşılaşan herkesin doğal tepkisidir ama şiddet içeren bir suç araştırılırken cesetler genellikle soruşturmanın odak noktasında bulunurlar. Ceset, katilin adalete teslim edilmesini sağlayacak onca farklı ve değerli delil sunarken irkilmek, adli bilimcinin üstüne vazife değildir.
kadının üzerinden yozlaşma akıyordu..
İnsan vücudu, insan ruhunun en iyi resmidir.
Ludwig Wittgenstein
Hamilton deneyimli bir sahtekârdı ve gerektiğinde ikna edici konuşmayı çok iyi biliyordu. Uydurma bilimsel sözlerle göz boyardı