Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cardano Cardan Formüllerini yayınlıyor...
Cardano işin peşini bırakmadı. 1542 yılında Ferrari'yle birlikte Scipine Del Ferro'nun eski bir öğrencisi olan Hannibale Della Nave'yle buluşmaya gitti. Üçü baş başa verip Del Ferro'nun eski notlarını tekrar gözden geçirdi ve formülleri ilk bulanın o olduğunu anladı. Cardano böylece yeminin geçersiz oldu- ğunu düşündü. 1547 yılında, nihayet dünyaya üçüncü dereceden eşitliklerin çözüm yöntemini açıklayan eseri Ars Magna yani Büyük Sanat kitabını yayınladı. Tartaglia kızıp Cardano'ya ağır küfürler etti ve olanları kendi bakış açısından yayınladı. Artık çok geçti. Cardano dünyanın gözünde üçüncü dereceyi alt eden ilk kişiydi ve bugün yöntem hala Cardan formülleri adıyla anılıyor...
Plotinos; Her şey Tanrı'nın bir taşması, türemesi
Nasıl ki, evrim kavramı doğada inorganik varlıklardan organik varlıklara, organik varlıklar dünyası içinde en aşağı ha­yat formlarından daha gelişmiş formlara, nihayet bunlar arasında duyum ve düşünceye sahip insana kadar, bütün varlıkların ortaya çıkış ve gelişmesiyle ilgili en kapsamlı bir açıklayıcı kavram veya yasa olarak kullanılmaktaysa, Plotinos'ta taşma kavramı da varlığın ilkesi olan Bir'den onun en aşağı form­larına yani inorganik varlıklar dünyasına ininceye kadar bütün varlık formla­rının veya planlarının nasıl ortaya çıktığının ve onlar arasında ilişkilerin ne olduğunun en genel bir açıklayıcı kavramı veya yasası olarak ortaya atılmış bulunmaktadır (Brehier, 43 ).
Sayfa 99 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
OĞUZLARIN ERGENEKON MENKIBESİ
Moğollara (yani Oğuz soyuna), İlhan padişah olmuş­tu. Tatarlarm hanı da Sevinç Han’dı. Moğollar o taraftaki bütün kavimlerden daha kalabahk oldukları için, hepsini ayrı ayrı ezerlerdi. MoğolIardan çok darbe yiyen Sevinç Han, Kırgız Han’ı ve sair illeri kandırdı, hep birden Moğolların aleyhine ayaklandılar. Nihayet hile ile onlara galebe ettiler. Moğollar hep bir arada yaşadıkları için, düşmanları onları ortadan kaldırdılar. Yalnız Ilhan’ın Kıyan isminde bir oğlu vardı ki, o sene evlenmiş idi. Bir de Nukuz adlı bir ye­ğeni vardı. Bunlar, zevceleriyle beraber düşmanların ellerinden kaçıp, bir memlekete geldiler. Orada at, davar, deve mebzuldu. Bunlar bu malları sürerek, bir sarp dağ içinde kar yığılı bir yola uğradılar. Bu yol çok tehlikeliydi. Fakat oradan geçtiler. Yalnız bir tek yolu olan bu dağ içerisi geniş ve güzeldi. Akarsular ve çeşmeler, türlü sebzeler, yemişler, av hayvanları vardı. Hayvanlarının kışın etini, yazın sütünü yiyip içtiler. Derisini giydiler. Dağların karı eridi. Oraya, Ergenekon dediler. Bu iki adamdan, çok nesil üredi. Dört yüz yıl burada kalıp çoğaldılar. Nihayet buraya sığmayacaklarını anlayarak, çıkmaya karar verdiler. Fakat, yol bulunmuyordu. Bir demirci dedi ki: «Burada demirden bir dağ var, onu eritelim.» Hemen dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür koydular. Yetmiş deriden körük yapıp, yetmiş yere de koydular. Birikip körüklediler. Derhal, yüklü deve çıkabilecek kadar yol oldu. Çıktılar ve Tatarlardan intikam aldılar. Bu esnada hükümdarları Börte Çino (Bozkurt) idi.
Oğuz menkıbesi, Uygurca bir metinde,
Oğuz doğduğu zaman yüzü mavi, ağzı ateş gibi kırmızı gözü, saçı ve kaşları siyah bir dünya güzeliydi. Annesinin memesinden ilk sütü emdikten sonra, bir daha emmedi. Yiyecek istedi, lakırdı etmeğe başladı. Kırk günde büyüdü: dolaşıp oynuyordu. Oğuz’un ayakları öküze, vücudu kurda, göğsü ayıya benzerdi. Böğürleri kıllı idi. At sürü­sü güder, beygire
OĞUZ HAN MENKIBESİ
Türklerin ilk ceddi Türk Han yahut Ebülce Han’dır. Çadır yapmasını, iptida düşünüp icat eden bu zattır. Bunun Tutuk, Amlak, Barsacar, Çigil namında dört oğlu oldu. Türk Han’dan sonra yerine Tutuk geçti. Bu, bir gün geyik avlamıştı. Geyiği kebap ederken, bir parçası yere düştü. Meğer orası tuzla imiş. Kebap, tuzun verdiği çeşni ile gayet lezzetli
Reklam
DOKUZ - OĞUZ MENKIBESİ
Dokuz - Oğuzlar evvelce, Kumlançu adı verilen bir ülkede otururlarmış. Burada Tuğla ve Selenga adlı iki ırmak akarmış. Bir gece oradaki iki ağacın üstüne, gökten bir nus nütunu indi. Bu ağaçlardan biri sümü yani huş yahut kayın ağacı (bouleau), diğeri kasuk (yani Cihangüşâ’ya göre çamfıstığı, Mahmud-i Kâşgarî’ye göre fındık) ağacı idiler.
·
Puan vermedi
24 Nisan'da Ne Oldu?
Önce, Ermeni diasporası ve bazı ülkeler tarafından Soykırım Günü kabul edilen 24 Nisan 1915 tarihi konusunda Ermeni meselesine aşina olmayanların düştükleri bir hataya, o günün tehcir tarihi zannedilmesi yanlışına işaret etmem gerekiyor. 24 Nisan 1915, o sene giderek artan Ermeni olaylarının önlenebilmesi için, Dahiliye Nazırı Talât Bey'in
Talat Paşa'nın Evrak-ı Metrukesi
Talat Paşa'nın Evrak-ı MetrukesiMurat Bardakçı · Everest Yayınları · 2013118 okunma
Ben Hızır isem Musam nerde….
Kim birlik denizinde yok olmazsa... ...isterse şeklen adam olsun... ...isterse mertebesi yüce olsun... ...o adam adam olamamıştır… …İster münerri biri olsun... ...ister kusurlu… …Kimin gayp aleminde gizlenmiş bir güneşi varsa... ...nihayet bir gün gelir... ...o güneş bulutlardan seyrilir... ...onun üstüne doğar... ...Kim kendi güneşini ulaşırsa iyice bil ki... ...iyiden de kurtulur... ...kötüden kurtulur… …Sen var oldukça iyi…sen var oldukça kötü vardır… …Fakat sen kaybolun…aradan çıktın mı? …Bütün hepsi boş şeylerdir… …Sen kendi varlığında kalırsan…ancak iyiyle kötüyü verir… …Hal böyle olunca yolda uzanar gider… …Önce yoktun sen… …Yokluktan yok…Varlıktan var kaldı… …ilk en iyidir nasılsan öyle kalsaydı…. ….Yani varlığın olmasaydı…yok olsaydı…
Kibir kaç çeşittir ?
Kibir, kendini başkasından üstün görmektir. Yapıldığı yerlere göre üçe ayrılır: 1- Allahü teâlâya karşı kibirdir: Kibrin en kötüsü budur. Nemrud, Firavun böyle idi. İlahlık iddiasında bulundular. Bazı dinsizler de imanı, ibadeti, namaz kılmayı aşağılık, gericilik sanarak kibirlenirler. Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Büyüklenerek bana ibadet
Reklam
Arapçayı bilmeden hafız olmak
Bence bahis mevzusu olacak şey, ayrı ayrı okul de- ğildir. Millete dinini, imanını, bütün insanlık ihtiyaçları- nı vermek için bir yer vardır ki, ona okul derler. İsterse- niz medrese diyelim. Fakat ona başka, ötekine başka bir şey demeyelim. Başka bir şey olamaz. Bir tane olur ve o hakiki bir millet yetiştirecektir ve İslam yetiştirecektir. Bu
ahahah
"...ya kurtulacak ya da batacak." Kimseden çıt çıkmıyordu. Nihayet Connor, "Batma kısmı pek de kötü bir şey olmayabilir, değil mi ?" dedi. "Yerin dibine batmasından bahsetmiyor," dedi Silena. "Batmak, yok olmak anlamında," dedi. "Ortadan kalkması, un ufak olması, imha olması yani," dedi Annabeth. "Anladık." Kalbim sıkışmaya başlamıştı. "Sağ ol yani—"
Doğan ÇocukKitabı okuyor
68 syf.
9/10 puan verdi
🩵Yeni kitap yorumu ile herkese 'Selamlar' Uzun zamandır okumak istiyordum #sezaikarakoç ve nihayet son alışverişim de aldım ve hemen okudum. 🩵"Kendimin bir diriliş eri olduğuna inanıyorum."diye başlıyor kitap.Kısa ve öz etkili bir kitap açıkçası çok da yorum yapılacak türden değil.Yazar sanki düşüncelerini bir deftere not almış da bizimle paylaşmış gibi bir havası var.Sanki kendine yazmış gibi...Ama etkileyici düşündürücü bir kitap.Yeniden dirilmeye olan ihtiyacımızı anlatıyor.Anlatım çok akıcı değil açıkçası biraz farklı geldi bana. 🩵İnançlı olun ya da olmayın bence bir kitabını okuyun yazarın.Bundam sonra merak ettiğim bir şiir kitabını okumak. 🩵 Ruh sürekli olarak,Allah'ı bilmeye, Allah huzurunda olma savaşı içinde olacaktır.Buna engel olmaya çalışan benlik içi ve ben ötesi bütün yâd varlıklarla savaşacaktır sürekli olarak ruh. 🩵 Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan,takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır.Yani insanı ancak Allah özgür kılar. 🩵İnkar tutsaklık ,inanç özgürlüktür. 🩵 Manevi yapıyı inkar edenler veya gereğinden fazla darlaştıranlar bir gün materyalizme saplanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır.
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202218,6bin okunma
Felsefe-Din ilişkisi Ilk çağ Yunan, Plotinus, Spinoza, Stoacılar
Zeller'in başını çektiği bazı düşünürler, ruhun evren içindeki yerinin ne olduğu, nasıl düştüğü ve bulunduğu durumdan nasıl kurtulacağı, nasıl anayurduna geri dö­nebileceği sorununun sadece onun yani Plotinos'un felsefi kuramının müm­kün kılmış olduğu doğal bir uzantıdan başka bir şey olmadığı görüşünü ileri sürmektedirler. Buna karşılık başka düşünürler Plotinos'un asıl amacının Yunan akılcılığının talepleri içinde ruhun kurtuluşu­nu mümkün kılacak bir kuram ortaya atmak olduğunu söylemektedirler. Nihayet üçüncü bir grup Plotinos'ta bu iki sorunun veya amacın birbi­ rinden ayrılamaz olduğunu, Plotinosçuluğun böylece aynı zamanda dinsel de­ ğeri olan bir felsefi sistem veya felsefi dünya görüşüne dayanan, felsefi araç­ları kullanan bir dinsel kurtuluş öğretisi olarak ele alınmasının daha uygun olacağını ileri sürmektedir.
Sayfa 82 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
İnsanı tamamlamak ve ondaki kahramanlık mefküresine alem olmak için yaratılan, Allah ve Resulü tarafından övülen, rüya perdesini bile yakacak kadar asil ve bedii çizgiler taşıyan, güzel sanatları ürperten, tarihte her milletin zafer ve şeref armasında motifleşen, safkan teknesinde yoğurulan, hipodromlarda muhtaç olduğu prens iş zeminini bulan, sırtına binmiş bunca insan hırsına rağmen ebedi ismetini muhafaza eden ve nihayet tek istifa kaynağı olarak yarış yerinde heykelleşen at, bütün dünya ile beraber memleketimizde, yani onu ilk defa çıkarıp insanlığa takdim edenlerin yurdunda pek mahzundur. Kulağımıza, babasını imdada çağıran bir çocuk sesini andırır, acı kişnemeler geliyor
Sayfa 223Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.