Bazı ağaçlar yalnızlığı seviyor.
Mesela kavak, selvi, ladin..
Onlar tohumlarını uzağa bırakmak istiyor.
O yüzden yalnızlığı seven ağaçların tohumları, rüzgara binip uzaklara gidebilsinler diye, ya tüylü ya da kanatlı oluyor.
Nil Karaibrahimgil den okuduğum ilk kitap ama kesinlikle son olmayacak. Kitapta yok yok tam bir bilgi deposu. Nil hanımın okuduğu kitaplar, beğendiği şiir dizeleri, izlediği filmler, anıları, öneri ve tavsiyeleri… O kadar dolu dolu ki şaşırıyorsunuz. Sayfalarda kendi telaşlarımı, korkularımı, umutlarımı, hatalarımı buldum. Kitabı okurken huzur doluyor, sakinliyor ve özgüveniniz tavan yapıyor. Gerçekten ruhunuzda kanatlarınız varmış gibi hissediyorsunuz. Beni inanılmaz motive eden bir kitap oldu. Sayfalar geçerken sanki hayatımda bir şeylerin değiştiğini ruhumun dinginleştiğini hissettim. Bir çok yerin altını çizdim, bir çok sayfayı işaretledim. Şarkılarını açıp dinledim. Hiç bitmesin istedim.
Ölümü kesin hastaların son bir saatlerinde yanlarında olmak. Yıllar sonra yaşadıklarını yazmış. İnsanların pişmanlıklarını belki de en saf şekilde itiraf ettikleri yerde konuşulanları anlatmış. Tahmin edin, insanların en büyük piş- manlıkları ne? "Başkasının / başkalarının hayatını yaşamış olmak!"
Çok şey vardı yapılacak. Nasıl sığardı zamana bilmiyo. rum. Aşk zamana sığmıyor. Başka bir bilinmeze taşıyor. () bilinmez ömür boyu sürüyor sonra. İşte bu yüzden, "Aşklar bitmez, terk edilir" demiştim.