Bırakmıyorum ki;
Gönülden düşünce olasın,
istemiyorum ki; gözlerde değersiz kalasın
Seni canımda saklıyorum ;
gözümde gönlümde değil.
Tâki son nefesime kadar
bana yar olasın.
Elimde olsa Cenneti ateşe verir,
Arkadaş! Allah'ın nimet kapısı daima açıktır. El açan hiç kimse, bu kapıdan yoksun döndürülmemiştir. Abitler, buraya ibadetleriyle gelirken; âcizler, sadece niyazlarını getirirler.
Ben ki, Risale-i Nur'u telif ile vazifelendirilen ve istihdam edilen Üstad'ın hizmetçisi olmayı en büyük bir nîmet bilirim. Hizmetçisinin hizmetçiliğini yapmayı bir şeref addederim. Bu kalbî ve samimî bağlılığı çok görenler olabilir; fakat hiç de fazla bulmamalıdır.
Tevbe etmek, huzura ve rızıkta genişliğe vesile olur. Hûd Sûresi’nin 3. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Hem Rabb’inizin mağfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belirlenmiş bir ecele kadar güzel bir nimet ile yaşatsın ve her fazilet sahibine lütfunu versin…” buyurulmuştur. Hadîs-i şerîfte ise; “Her kim çok istiğfâr ederse, Hazret-i Allah,
Necmüddîn el-Gazzî rahimehullâh, Hüsnü’t-Tenebbüh isimli eserinde, günahtan tevbe etmenin bazı faydalarını şöyle zikretmiştir:
Mümin kimse, tevbe ederek kulluğun kemâline ulaşır. Tevbesi sebebiyle Hz. Allâh’ın muhabbetini kazanır. Bir hadîs-i şerîfte, “(Bir günah ile) imtihan olunup da çok tevbe eden bir mümin kulunu, muhakkak Allâhü Teâlâ
Yazar: Muhammed Hüseyin RA
Kitap: Ayetlere Dua ve İstiğfarla Cevaplar
2023, 2. Baskı
ISBN: 978-605-69892-3-0
diyaryayincilik.com
"Sizden Biri Allah ile Konuşmak İsterse Kur’an Okusun.”(Hadis-i şerif)
“Ramazan ayı o aydır ki Allah Kur’an’ı o ayda bulunan Kadir Gecesi’nde indirmiştir.”
Her zaman söylüyoruz “Ramazan ayı Kur’an ayıdır.”
Tövbe tasavvufta çeşitli şekillerde tarif edilmiştir. Bu tarifler tövbenin yönünü ve niteliklerini göstermesi bakımından önem taşır. Sehl et-Tüsterî, "Tövbe kulun güna-
hını unutmamasıdır." derken, Cüneyd-i Bağdâdî tövbeyî, "Kulun günahını unutmasıdır." şeklinde tarif etmiştir.
Sehl'in tarifi henüz sülûkün başında olan ve günaha bulaşması ihtimali bulunan müridlerle, Cüneyd'in tarifi, Al-
lah'ın büyüklüğü düşüncesine dalan ve O'nu zikretme hâlinde bulunan hakikat ehli ve âriflerle ilgilidir. Cüneyd'e
göre kulun tövbeden önceki günahkâr olma durumu cefâ
hâli, tövbeden sonraki durumu ise vefâ/safâ hâlidir. Allah bir kuluna tövbe etmeyi nasip ederek ona yakınlığını lütfederse bu halde kulun aklını geçmişte işlediği günahlara takmaması, onları unutup sadece Allah'ın nimet ve ihsanlarını düşünmesi gerekir
(Kelâbâzî, s. 92;Kuşeyri,s. 259; Hücvirî, s. 381). Günahlardan ve kötülüklerden
tövbe edenle hatâlardan ve gafletten tövbe eden, amel ve ibâdetleri dikkate alıp bunları gözünde büyütme hâlinden
tövbe edenler birbirinden farklıdır.