İnsan olarak nefes aldığımız her yerde bir sıkıntının bizi daima karşıladığını hissedebiliriz. Neyin peşinde isek onun varlığı da yokluğu da bir sıkıntı olmaktadır. Adeta hayatın kendisi de varlığı da yokluğu da endişe konusu olarak hissedilebilmektedir. Nimetler, sahip olunan değerler, endişe kaynağımız olarak önümüzde durmaktadır
Dünyevi nimetler hususunda sizden yukarıda olanlara bakıp da üzülmeyin, aşağıda olanlara bakın. Bu, Allah'ın size verdiği nimetleri küçümsememeniz için en uygun yoldur.
Sayfa 23 - hayykitapKitabı okuyor
Reklam
Kehf Suresinde, fakirlerin gemileri zarar gördüğünde, hissedebildiğimiz tek şey adaletsizlikti. Ancak gerçekte bu zarar, yalnızca o teknelerin tamamen kaçırılmaması için yapıldı. Bu gerçeği öğrendikten sonra, zarar artık zararlı görünmüyor, bunun yerine açık bir nimet, büyük bir sorundan güzel bir çözüm ve çıkış yolu, kölelerini büyük bir kayıp ve yoksunluktan bu kadar proaktif bir şekilde korumak için Allah'ın bir lütfu. Zorluklarla, reddedilmelerle, terk edilmelerle, kalp kırıklıklarıyla karşılaştığımızda ve sık sık Allah'ın bunu bize neden yaptığını sorguladığımızda kendimizi son derece bunalımda hissediyoruz? Acı çektiğimizde rahatsız oluyoruz, işimizin ve geçim kaynağımızın kaybını sorguluyoruz, bir ilişkinin sonunda kalbimiz kırılıyor, kötü sağlıktan hüsrana uğruyoruz, bunların hepsinin aslında kılık değiştirmiş nimetler olduğunun farkında değiliz, bunların hepsi bizi daha büyük zararlardan koruyan merhametinin tezahürleridir. Evet o işi kaybettiniz, çünkü belki Allah'ın sizin için çok daha iyi ve ödüllendirici bir işi var, o ilişkiyi kaybettiniz çünkü Allah ömür boyu depresyonla yüzleşmenizi istemedi, sağlığınızı kaybettiniz ama belki sizi daha fazla günah işlemekten korudu. Tüm yoksunlukların zararlı olmadığını fark edersek hayat kolaylaşır, bazıları sizi daha büyük ve kalıcı bir şeyle kutsamak için Allah tarafından sizin için gerçekten yaratılmıştır.
CENNET'TEN YERYÜZÜNE İNDİRİLİŞ :
Yüce Allah, Adem Aleyhisselâma: "Sana, Cennet'ten bol bol ihsanda bulunduğum ve oradan, istediğin gibi, yararlanmanı helâl kıldığım nimetler yetmedi mi ki, sana, haram kılmış olduğum şeyden tattın?!" buyurdu. Adem Aleyhisselâm: "Evet! Yâ Rabb! Öyle oldu. fakat, senin izzet sıfatına yemin ederim ki: ben, bir kimsenin, yalan yere, senin ismine yemin edebileceğini sanmıyordum." dedi. Şeytan'ın, kendilerine ettiği yeminine aldanmış olduklarını söylemek istedi. Yüce Allâh: "İzzet sıfatıma yemin ederim ki: Ben, seni muhakkak yere indireceğim! Orada geçimini, ancak zahmet ve meşakkatle sağlayacaksın!" buyurdu. Halbuki, onlar, Cennet'te, istedikleri yerden, istedikleri gibi yiyip içerlerken, istedikleri gibi yeyip içemeyecekleri yere indirildiler. Ådem Aleyhisselâm; Cennet'ten, Cuma günü çıkarılıp yer yüzüne indirildi.
TDV Yayınları
Vesile olana değil vesile kılana hamd et
Nimetler 'nimet vereni', sanat eseri 'sanatçıyı', sebeplerse müessir olanı açığa çıkarma değil bilakis onları perdeleme vazifesi görürler. İnsana düşen, nimete bakarken nimet vere- ni, esere bakarken sanatçıyı, hâdiseleri tefekkür ederken onlar üzerinde hakiki müessir olan Cenab-ı Hakk'ı zihnine, hayali- ne ve fikir dünyasına getirmeye çalışmaktır.
Sayfa 225 - Hayykitap Nisan 2017
Yaşlılar lehine kurnazca uydurulmuş bir töre olan yaşlılığa saygı, yaşamımızın en güzel yıllarında dünyayı bize zehir ediyor, bizim olması gereken nimetler de, biz ancak onlardan zevk alamayacağımız bir çağa gelince elimize geçiyor. Yaşlıların acımasız baskısı altında kalmanın hem bir zayıflık, hem de budalaca bir kötülükten başka bir şey olmadığını anlamaya başladım.
Sayfa 17 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.