عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال يجاء بابن آدم يوم القيامة كأنه بذج فيوقف بين يدي الله فيقول الله له أعطيتك وخولتك وأنعمت عليك فماذا صنعت فيقول يا رب جمعته وثمرته فتركته أكثر ما كان فارجعني آتك به فيقول له أرني ما قدمت فيقول يا رب جمعته وثمرته فتركته أكثر ما كان فارجعني آتك به كله فإذا عبد لم يقدم خيرا فيمضى به إلى النار Hz. Enes, Rasulullah Efendimizin şöyle dedigini rivayet ediyor: “Kıyâmet günü Âdemoğlu âdeta bir kuzu gibi getirilip Allah Teâlâ’nın huzûrunda durdurulur. Allah Teâlâ ona: «Ey kulum! Sana hayat, sıhhat, âfiyet, âzâ gibi sayısız nîmetler verdim, (evlât, hizmetçiler, mal, makâm gibi) bol bol ihsanlarda bulundum, büyük inʻâmlarda bulundum. Peki, bütün bunlara mukâbil sen ne yaptın?» buyurur. Kul: «–Yâ Rabbi, bana lûtfettiğin malları topladım, onları üretip artırdım ve olduğundan daha fazla bir hâlde geride bıraktım. Beni dünyaya geri gönder de onların hepsini Sen’in yolunda infâk ederek Sana getireyim.» der. Allah Teâlâ: «–Bana, önceden âhirete gönderdiğin sâlih amelleri göster!» buyurur. Kul yine: «–Yâ Rabbi, bana lûtfettiğin malları topladım, onları üretip artırdım ve olduğundan daha fazla bir hâlde geride bıraktım. Beni dünyaya geri gönder de onların hepsini Sana getireyim.» der. O, âhiret için hiçbir sâlih amel işlememiş bir kuldur ve derhâl Cehennem’e götürülür.” (Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 244) Bu hadisi şerifi Tirmizi ve Müslim rivayet etmişlerdir
... dünyadaki nimetler, ölümün akla ve hatıra gelmesiyle hep bulanır, insanda bir burukluk meydana getirir, dünyanın tadını ve lezzetini kaçırır. İnsanın rahatsız olmasına neden olan, huzurunu bozacak durumda bulunan ve nimetleri bulandıran, iç burukluğu çektiren bir durum da sonuçta insanın tehlikeli olan bâdirelerden kurtulmasına sebep olur.
Reklam
Söyle türküler yadigarı kardeş Söyle ağrılar yadigarı kardeş! Neden alınterleri Nimetler, haklar haram oldu sana.
Bütün fani nimetler bir kişide toplansa ve o, huzur ve saadet içinde bin yıl yaşasa ne fayda! .. Sonunda gireceği yer, şu bastığımız kara toprağın altı değil midir?! İnsan ibret almaz mı ki, her fani varlığın tazelik ve zindeliği zaman değirmeninde daimi bir sürette öğütülmektedir. Ahiretten habersiz yaşanan bir dünyada nefsani hayatı besleyen iltifatları kalıcı, dünya oyuncaklarını da sahici zannetmek, ebedi istikbal adına ne korkunç bir aldanıştır! .. İmam Şafi Hazretleri'nin ifadesiyle: "Kervanların, yolculuk esnasında ev inşa etmeleri akıl kârı mıdır?" Böyle gafilane yaşanan bir hayat; çocuklukta oyun, gençlikte şehvet, erginlikte gaflet, ihtiyarlıkta elden gidenlere hasret, bin bir türlü çırpınış ve nedametten ibarettir. Halbuki ölüm, insanı her an pusuda beklemektedir. Ahiret düşüncesinden mahrum bir vaziyette dünya ferahlığı elde etmek için dünya süslerine bürünerek son gününe kadar fani lezzetlerle yorulanların hali, ne hazin bir ömür israfı ve ne acı bir tükeniştir! .. Hiç ölmeyecekmiş gibi zamanlarını helak edenler, bir gün o ziyan ettikleri zamanlar için ne büyük bir nedamet ve hasret duyacaklardır! ..
Sayfa 121 - Otto YayınlarıKitabı okuyor
"Daha önceleri bu elbiseyi giydiğin zamanlar kim olduğunu hatırlıyor musun?" diye sormuş. "Bir hiçtin sen. Hepsi hepsi satılacak bir köleydin ve Allah, Sultan'ın eliyle sana rahmetinden belki de hiç hak etmediğin nimetler lütfetti. İşte Ayaz, şimdi buradasın, ama asla nereden geldiğini unutma, çünkü mal mülk insanın hafızasını uçurur, unutuluşlara sürükler. İndi sen de, nimetçe senden aşağı olanlara kibirle bakma ve Allah'a, Sultan'a lütuf ve merhamette bulunması ve uzun ömür bahşetmesi için dua et... Ve daima hatırla Ayaz.Hatırla!"
Kuşlar Vardır
Kuşlar vardır, cana benzer Havalarda; Soğuksa kar,baharsa yaprak; Bir başına büyür toprakta ömrümüz , Güneşle yeşil elleriyle çıplak ; Uslu ayaklarla başlamış yolculuk Yürümez öyle bazen durulur , Ve iner erenler katına yorgunluk Kapanır suskun üzere kitaplar . Nefeslerle sürüp giden yaşamımız Bir su kenarına gelir durur; Ekmekten, şaraptan öte nimetler Vardır; Yürünmez öyle hep, bazen susulur.
Reklam
İnsanoğlunun gerek meccânen, gerekse çalışıp kazanarak nail olduğu bütün nimetler, Cenab-ı Hakk'ın bir lutfudur. Zirâ nimetleri yoktan var eden de, onlan elde etmek için kulun muhtaç olduğu istidat ve kuvveti ihsan eden de, Hak Teala'dır. Bu bakımdan insanoğlu, sahip olduğu nimetlerin, aslında sırf Allah'ın bir lutfu olduğunu hatırından çıkarmamalıdır. Bunların, günün birinde hesabı verilecek emanetler hükmünde olduğunun idraki içinde yaşamalıdır. Zira ayet-i kerimede: " Bizim sizi boşuna yarattığımızı ve tekrar huzurumuza döndürülüp hesap vermeyeceğinizi mi sandınız ? " ( 23/Mu'minûn, 115.) buyrulmaktadır. Dolayısıyla, sahip olduğumuz maddi ve manevi nimetleri kullanırken, tamamen serbest bırakılmadığımızı ve bunlan nzâ-yı ilahiye muvâfık bir şekilde kullanmak mecbûriyetinde olduğumuzu düşünmemiz icab eder. Rabbimiz diğer bir ayet-i kerimede de: " Nihayet o gün ( dünyada faydalandığınız ) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz . " ( 102 Tkasur, 8. ) buyurarak büyük hesabı hatırlatmakta ve mes'üliyetimizi vurgulamaktadır.
Sayfa 115 - Otto YayınlarıKitabı okuyor
işte şu derece cihazatça zenginlik ve sermayece kesret, elbette ehemmiyetsiz, muvakkat şu hayat-ı dünyeviyenin tahsili için verilmemiştir. Belki,şöyle bir insanın vazife-i asliyesi, nihayetsiz makasıda müteveccih vezaifini görüp, acz ve fakr ve kusurunu ubudiyet suretinde ilân etmek ve küllf nazariyla mevcudatın tesbihatını müşahede ederek şehadet etmek ve nimetler içinde imdadat-ı rahmaniyeyi görüp şükretmek ve masnuatta kudret-i rabbaniyenin mucizatını temaşa ederek nazar-ı ibretle tefekkür etmektir
Sual Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba, astl mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor? Elcevap: Evet, o Mün'im-i Hakiki, bizden o kymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikir' dir. Başta bismillâh zikirdir. Ahirde elhamdülillâh şükürdür. Ortada, bu krymettar ha- rika-i sanat olan nimetler Ehad, Samed'in mucize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zâhiri mün'imleri medih ve muhabbet edip Mün'im-i Hakikiyi unutmak ondan bin derece daha belâ- hettir. Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle! Vesselâm
Kimse bilmese de sen kendi değerini bil insanoğlu!
"Farkında mısın ? Var olan her şey senin için yaratıldı. Gördüğün ve göremediğin tüm güzellikler ve nimetler senin için var. Sen varsın diye her sabah güneş doğuyor."
Reklam
O zaman [insan] çalış­mayı, emek ve çabayı sefaletinin imdadına çağırır; top­rağın bağrını kazıp deşer, dibinde, canını tehlikeye ve sağlığını riske atarak, yararlanmayı bildiği zaman doğa­nın kendiliğinden sunduğu gerçek nimetlerin yerine bir­ takım hayali nimetler (madenler) arar. Artık görmeye layık olmadığı güneşten ve aydınlıktan kaçar.
Rousseau
İnsanın kaybetmekten korktuğu ve elinde tutmaya uğraştığı nimetler, Allah'ın tasarrufu altındadır. Onları korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak Allah'a ait bir iştir. Kendisine ait olmayan ve muhafazası garanti altına alınmış bir mülkiyetin eksikliklerini kendi vehmince durmadan gidermeye uğraşması insanın ruhunu felç eden bir iştir. Göremediği bir mikrobun verdiği zararla bile her an mezarı boylayabilen insanın, vaziyetine ait sorumluluğu üzerine alması kendisine yapabileceği en büyük işkencelerdendir.
Aslına bakarsanız dünya insan için bir misafirhânedir. Cenab-ı Hak, âdemoğlunun bu misafirhânede rahat etmesi için nice nimetler halketmiştir. Kıymetini bilene…
Sayfa 95 - Dergah Yayınları
Henüz Vaktimiz Varken
Bu bakımdan bize bahşedilen ömür de gençlik de mal-mülk de ilim de güç kuvvet de zekâ da hepsi birer nimet. Kıyamet günü mutlaka hesabı verilecek nimetler...
Sayfa 16
Yaşamın insana verebileceği o önemsiz ya da son derece sıradan nimetler karşılığında ne kadar fazla şeyi alıp götürdüğünü düşünüyordu.
Sayfa 40 - IXKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.