Anneler niye hep böyle yaparlar? Nasıl? Olası kazaların önüne geçmeye çalışırlar, kurtarma mesafesini hesaplarlar. Çünkü er ya da geç korkunç bir şeyin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Anneannem bunu anneme çocukluğu boyunca aktardı, annem de çocukluğum boyunca bana aktardı,Nina'yı kafaya takmak benim görevim.
Sayfa 73
Anneler niye hep böyle yaparlar? Nasıl? Olası kazaların önüne geçmeye çalışırlar, kurtarma mesafesini hesaplarlar. Çünkü er ya da geç korkunç bir şeyin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Anneannem bunu anneme çocukluğu boyunca aktardı, annem de çoçukluğum boyunca bana aktardı, Nina’ yı kafaya takmak benim görevim.
Sayfa 73 - can yayınları, Nina: Karakter Amanda’nın kızıKitabı okudu
Reklam
İslam dininde en büyük saygıyı anne hak eder ki insan- ların yaşamlarına da bu yansımıştır. Onca deliliği, sertliği ve kabalığı olan biri bile annesine karşı çok saygılıdır. Anne deyince akan sular durur. Herkesin karşısında el pençe di- van durduğu, dünyaya aslan kesilen niceleri annelerinin ya- nında süt dökmüş kedi gibi masum, halim selim olurlar. Anneyi var edip yaratan Allah, kullarının gönlüne de on- lara karşı sevgi ve saygıyı yerleştirmiştir.
"Demek anneleri izliyorsun. Savaşçıları takip ettiğini saniyordum." Nina kaşlarını çattı. Hiç bu şekilde düşünmemişti ve bu gözlem rahatsızlık vericiydi. "Hayır, her zaman anneler değil. Bir şey için savaşan kadınlar. İmkansız ihtimallere karşı kazanılan zaferler.
İstismar yaşanan evlerin sapkın mantığında bütün kav­ramlar birbirine karışır. Hareket kabiliyetini engelleyen te­davi edilmemiş fiziksel sorunlarıyla küçük Nina hain, kor­kup saklanma ihtiyacı duyduğu öz babasıysa "kurban" hali­ne gelmişti. "Ona nazik davran. Gülümseyip günaydın de," diyordu Nina'nın annesi. Seni döven adama gülümse. Bunu yaparken, kızının özsaygısını paramparça ediyordu...
Generalin sebep olduğu skandal, başka bir zamanda olmuş olsaydı, suya sabuna dokunmadan geçerdi ama birçok garip hikâyenin kahramanı idi. Aslında, oldukça alçakgönüllü ve iyilik taraftarı bir adamdı. Bu son seneler süresince belki yüz defadır bu taşkın alışkanlıkları ile mücadeleye girişti. Birden “aile reisi” olduğunu hatırlıyor, karısıyla barışıyor ve içten gözyaşları döküyordu. Karısı Nina Aleksandrovna’ya, taparcasına bir saygı besliyordu. Çünkü karısı, ağzını bile açmadan, onun içinde yuvarlandığı gülünç ve dejenere hayatına rağmen her şeyini bağışlıyordu. Fakat onun hayatının kargaşasına karşı açtığı bu mücadele, pek uzun sürmezdi. Çünkü general de gerektiğinde ailesi arasında yoksulluktan doğan bir hayat sürmesinden dolayı acı duyacak ve isyan edecek “taşkın” karakterli bir adamdı. O anlarda küplere binerdi; fakat bir saniye sonra da bu hâline kendisi de kızardı. Böyle olduğu hâlde, isyanına hâkim olamıyordu. Aile fertleri ile kavga eder, onlara çatar, büyük bir ustalıkla konuşur, konuşurken saygı ile dinlenmesini ister, sonra da kalkıp gider ve evine bir hayli zaman uğramazdı. İki yıldan beri ailesinde yaşanan olaylardan, ya tam net olmayan bir bilgisi vardı ya da bunları ağızdan ağza dolaşırken işitmişti.
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.