CIA öngörülerinde, önümüzdeki yirmi yılda iki teknoloji öne çıkacak. * Birincisi; Tıptan iletişime, ekonomiden sosyal hayata girecek olan kendisi küçük marifetleri büyük NANO Teknolojisi. * İkincisi; BİYOTEKNOLOJİ. Tabii olana antipatiyle yaklaşan " öjenik uygarlık" anlayışı, biyoteknolojinin insan dahil bütün canlılara uygulanmasını savunmaktadır.(Gen Transferi ve Klonlama v.b.) * Bir başka anlatımıyla biyoteknoloji, nükleer teknolojiden daha tehlikelidir. * NİSA Suresi 119.Ayet şöye; " ALLAH'ın yarattıklarını kesinlikle değiştirecekler."
Sayfa 204Kitabı okudu
Kur'an okunmadığı ve anlaşılmadığı takdirde sıradan bir kitap ya da beyaz bir defterle aynı değerdedir. İşte bu yüzden onun okunmaması, üzerinde düşünülmemesi ve anlaşılmaması için bu denli çaba harcamaktardırlar. Ve bu çaba içerisinde olanlar şunu bahane ederler: ''Biz Kur'an'ı anlayamayız, Kur'an'ın yetmiş batını vardır, yetmiş batınının da yetmiş batını.? Kur'an'ın akılla tefsir edilmesi yasaklanmıştır ve haramdır bahanesine sığınırlar. Bu nedenle dost kisvesi altında, Kur'an'ın lehine konuşuyormuş süsü vererek, halkı ondan uzaklaştırmak amacı güden, Kitab'ın anlaşılmasının çok zor olduğunu söyleyen düşmanlara Kur'an'ın kendisi tekrar tekrar şöyle feryat etmektedir: ''Onlar hala Kur'an'ı gereği gibi düşünmeyecekler mi?'' Nisa/82
Reklam
Allah Teâlâ kullarının kendisine hakkıyla itaat edemeyeceklerini bildiğinden onlara şefkat ve merhamet vasfıyla yarattığı Habibini elçi olarak görevlendirdi. O'na(sav) muvafakat ve itaati, kendisine itâat ve muvâfakata denk saydı ve şöyle buyurdu : 7- Kim Peygamber'e itâat ederse Allah'a itâat etmiş olur.(En-nisa, 4/80) 
Zeyneb... Onun bir diğer adı da edepti sanki. Mahremiyetine dokunmadan sırrın eşiğinde durmaktı. Boyun bükmekti. Susup hiç konuşmamak... Sevgilinin gönül gamını gidermek! Hep vermek... Hep sevmek... O olmak... Onu sunmak... Onu yansıtmak... Aşk edepti. Denizdi, okyanustu. Bir deli nehirdi, usul usul ve duru yansımalarla akan. Aşk o nehrin dibindeki incileri yansıtandı. Şeffaf bir akıştı. Susmak, susarak kimselerin aklına, fikrine gelmeyeni konuşmaktı. Nefsani tahayyüller ne kadar sığ, ne kadar da küçüktü! Edebin zirvesine aşkı taşıyanlar ise tek tüktü. Oraya her gönül eri çıkamazdı. Aşk... Sahibini sonsuzun sultanı yapardı. Helal dairede ise eğer, sahibine yeni değerler eklemekti. İffetin kalesinde helali beklemekti. Aşk edepti, sonsuzun akışında o kıyıda var olmaktı. Aşk var oluş tezgahında nakış nakış işlenmek, edep ve vakar ile kulluk kalıbında şekil almaktı. Sonsuz aynalara öyle kazınmaktı. Bu sevgi ise kula, mutlu kullara Hak canibinden bağışlanmış bir servetti. "İnneme'n-nisa' şakâyıku'r-ricâl." "Şüphesiz kadın erkeğin şakayığıdır." Hz. Muhammed (sav)
Sayfa 61 - Hayat Yayın Grubu
Resim