“İyilikte Hakk’ın rızası vardır, nefsin rızası yoktur. Kötülükte nefsin rızası vardır, Hakk’ın rızası yoktur.”
Bunun delili Hak Teâlâ’nın buyurduğu âyet-i kerimedir;
“Sana eren her nimet ve iyilik Allah’tandır. Ne gibi bela ve musibet erişirse o da kendindendir. (yani amelinden ve işlediğin günah yüzündendir)”
|Nisa, 79
Kur'an okunmadığı ve anlaşılmadığı takdirde sıradan bir kitap ya da beyaz bir defterle aynı değerdedir. İşte bu yüzden onun okunmaması, üzerinde düşünülmemesi ve anlaşılmaması için bu denli çaba harcamaktardırlar. Ve bu çaba içerisinde olanlar şunu bahane ederler: ''Biz Kur'an'ı anlayamayız, Kur'an'ın yetmiş batını vardır, yetmiş batınının da yetmiş batını.? Kur'an'ın akılla tefsir edilmesi yasaklanmıştır ve haramdır bahanesine sığınırlar. Bu nedenle dost kisvesi altında, Kur'an'ın lehine konuşuyormuş süsü vererek, halkı ondan uzaklaştırmak amacı güden, Kitab'ın anlaşılmasının çok zor olduğunu söyleyen düşmanlara Kur'an'ın kendisi tekrar tekrar şöyle feryat etmektedir: ''Onlar hala Kur'an'ı gereği gibi düşünmeyecekler mi?'' Nisa/82
«âyetlerimizi inkâr edenleri öyle bir ateşe atacağız ki, daha çok acı çeksinler diye, derilerini her eriyip döküldüklerinde yenisi ile değiştireceğiz. Şüphesiz ki, Allah her seye kadir ve bütün yaptiklari yerli yerindedir» (Nisâ Sûre-i Celilesi. 56)