Misafirini bekleyen, evin uzak köşesinde saklanan
Sözüm ona değerli olduğuna inanılan
Ve bu yüzden, olur olmadık yerde ortaya çıkarılmayan
Porselen tabaklar kadar yalnızım.
Amerikan edebiyatının en yeni yıldızı Colson Whitehead’den, yayımlanır yayımlanmaz çağdaş klasikler arasında anılan cesur ve sarsıcı bir roman: Yeraltı Demiryolu. Whitehead, Amerika’nın adeta bağırsaklarını deştiği bu romanında “rüya” ülkesinin geçmişine uzanıyor ve okurunu uzun zaman terk etmeyecek ilham verici bir mücadele öyküsü anlatıyor.
~~~dünyanın hiçbir yerinde insanlardan kaçış yok~~~
10 Nisan 1901'de bir İngiliz ailesinin çocuğu olarak Cannes'da (Fransa) doğdu. Zengin bir baba ile çocuğunu hem ezen hem de inkâr eden bir annenin kızıydı (hikâyelerinde buna dair vurgular da vardı). 14 yaşındayken babası intihar etti. Yazmaya ilk kocası Donald Ferguson'la birlikte
Geçen yüzyılın seksenli yıllarında kimya dergilerinden birinde görülmemiş bir makale yayınlandı. Bilim çevrelerince pek tanınmayan yazar, iki yeni elementi aynı anda saptamayı başardığını açıklıyordu. Onlara kosmiyum ve neokosmiyum gibi iki süslü isim verdi.
O sıralarda yeni elementlerin bulunması oldukça sıradan bir olaydı.
Bazı araştırmacılar "yeni doğan" elementlere isim bulmak külfetine bile katlanmıyorlar ve onları Yunan alfabesindeki harflerle tanımlıyorlardı.
Çok geçmeden kosmiyum ve neokosmiyum "kaşifinin", bu buluş salgınıyla alay ettiği açıklık kazandı. Yazarının adı Koşman olan makale bir tür Nisan Bir şakasıydı.
rivayete göre yüzyıllardır ekim'i bekler dururmuş. ma vi dünya güneş'in etrafındaki dönüşünü her tamamladığında; bu Kez Kavuşacaklarını umut eder, zaman geçtikçe gelen yeni yılın ötekilerden farklı olmadığını anlarmış.
bilmezmiş Ki Kavuşurlarsa zaman duracak, boyutlar birbirine Karışacak... bilmezmiş, Kavuşurlarsa varlar yok olacak.
Son bir yılı, hastalıklarla geçmişti. Son ayları da hastanede. Hastanedeki son ziyaretçilerinden biri Ferit Edgü'ydü. Bir deri bir kemik kalmıştı gözlerinde parıltı yorgun ama yine de ışık saçıyordu. Yüzü, geceden uykular çalan bir çocuk gibi masumdu. Edgü'ye sordu:
"Bir koku duyuyor musun?"
"Evet."
"Benden geliyor bu koku. Doktorların dediğine göre, tedavi cevap vermeye başlamış."
Ferit Edgü gülümsemeye çalıştı. Sonra elini battaniyenin üzerine çıkarıp Edgü'ye sordu: "Elimi tutar mısın?"
Uzanıp Ferit Edgü'nün elini tuttuğunda buz gibi olduğunu fark etti.
"Elin buz gibi. Dışarıda hava çok mu soğuk?"
Edgü hafifçe elini sıktı. "Evet," dedi, "çok soğuk."
Bir sessizlik oldu. Oysa mevsimlerden yaz, aylardan temmuzdu.
İki gün sonra, son nefesini vereceği bu hastane odasında sanki bir Çehov öyküsü yaşanmıştı.
OKUMADIM YAŞADIM !!
Yu Hua 3 Nisan 1960 tarihinde Çinde doğmuştur . Edebiyata ise 1983 yılında başlamış .Eserlerinin çoğunluğunda Çin toplumunun günlük hayatlarına , yaşam tarzlarına değinen
YU HUA Çin kültür devrimini derinden etkilemiş .
Ve en önemli eserlerinden biri olan "YAŞAMAK" kitabıyla karşınızdayım .
YASAKLI
Ali İPEK... Mardinliler olarak bu ismi pek çoğumuz bilmez. Ancak kendileri genç yaşında iki harika romana imza atmış bir değerimiz, kıymetli bir yazarımız. Şahsen ben de kendisini geç tanıdım lakin güç olmadı bu tanışma durumumuz.
Bu yazımda, bu kitap incelemesi yazımda Ali İpek’i ve iki şahane eserinden “Gidelim Buralardan Muhlis” eserini
Kanatlarımın Altındaki Rüzgar
❣️ Zilan Erbek Arıkan. 1998 yılında Kulu’da dünyaya geldi. 2018 yılında beri Fransa’da yaşıyor.
Yazar;
📚 2024 yılında, Önce Vatan Gazetesi’nin 04.03.2024 sayılı gazete baskısında ve gazetenin internet sitesinde RÖPORTAJI YAYINLANDI!
📚2024 yılında, Yol Akademi Yayınevi’nin yaptığı edebiyat yarışmasında “ARIG” adlı öyküsü kazananlar arasında yerini aldı. Ödül olarak 7 öyküsünü içerisinde barındıran “KANATLARIMIN ALTINDAKİ RÜZGAR (KAR)” adlı ÖYKÜ KİTABI Yol Akademi Yayınevi aracılığıyla BASILDI!
📚 2020-2021 yılında, Güncel Sanat Dergisi’nin yaptığı yarışmada “Azap” adlı öyküsü yayınlanmaya değer görülen eserler arasında yerini aldı.
📚2021 yılında, Güncel Sanat Dergisinin Mart-Nisan ayındaki 71 numaralı sayısında, 44. Sayfada “Doğanın Diyeti” öyküsü yayınlandı.
📚2021 yılında, 19 yaşında yazdığı, ikinci kitabı, Harese: Soğuk Bedenler BASILDI!
📚2018 yılında, 17 yaşında yazdığı, ilk kitabı olan, Cehennemin Soğuk Haritası kitabı BASILDI!
“Kitap yazmanın zorluğunu ancak yaşayanlar bilir. Daima kararlılıkla ve umutla geçen uzun bir süreçten sonra yazarlık kariyerimde adım adım ve disiplinle çalışarak ilerliyorum. Tek dileğim benim ilmek ilmek sabırla işlediğim kitaplarımın; okurlarımın kalbinde yeşermesidir. “
-Zilan Erbek Arıkan
Stefan Zweig çok çok sevdiğim yazarlardan biridir, yine çok sevdiğim ama okurken de bir o kadar hüzünlendiğim, ruh halinden ruh haline girdiğim bir kitap oldu. İçinde " Ay Işığı Sokağı- Leporella - Nişan - Leman Gölü Kıyısında Olay - Avare" olmak üzere beş öykü var, kurgu ve anlatım hepsinde aşırı iyi bir sonraki sayfaya geçmek için sabırsızlanıyorsunuz resmen, bu öyküler arasında hangisinden daha çok etkilendin derseniz Nişan derim, Albayın o kadar kurtulma çabası sonunda kendi birliği tarafından başına gelenlere çok içerledim, benim için belirsizlikle biten öyküsü ise Leporella oldu çünkü o cinayeti yaptı mı yapmadı mı bilinmiyor. Zaten öykülerin hepsinin sonu aynı maalesef, birkaç saat içinde okuyacağınız keyifli bir yolculuk olur okumayı düşünenler için.
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167bin okunma
Şubat ayını 6 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 25 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
ŞUBAT AYI
1-Alınyazısı Saati(Sezai Karakoç)
2-Tasavvuf Bahçeleri(Necip Fazıl
Dönem bitmişti, babamın tüm ısrarlarına rağmen Ankara'da
kalmıştım. Türkan Teyzeler bütün yazı Antalya'da geçireceklermiş, ev boşmuş, bir gün gidip Suna'yla arda kalacak, resimlere bakacaktık.
Işık lstanbul'da avukatlık yapıyormuş. "Aramızda her şey
aynen bildiğin gibi devam etti" diye anlattı Suna. Tam okumayı