"Allah'ın rahmetinden ümit kesme dememiş miydim sana? Karanlıkların dağılıp nurun bizi aydınlatacağını söylememiş miydim? Her gecenin bir sabahı, her sabahın da bir sevinci vardır.
Yeryüzünün hiçbir olayı ne acıtır beni bundan sonra ne de kanatır. Bedenim dünya toprağında olsa da ruhum gök katlarındadır . Gördüğünüz gölgemdir, aynaya düşmüş yansımalar gibiyim aranızda. Bunun için sizin ateşiniz yakmaz beni, kılıçlarınız kesmez, canım sonsuzluğu tecrübe etmiştir, bitmez. Ne isterseniz yapabilirsiniz bana. Aksa da kan benim değildir, yansa da ten benden değildir . Taşın kanatması, etin yarılması var, acıyı inkâr etmem. Çığlık da atarım biraz sonra; gözümden yaş , bedenimden ter, yaramdan kan da akar besbelli. Ama yananın bedenim olduğunu bilirim. Ruhuma kimse dokunamaz. Onun için beni öldüremezsin çok istiyorsan söyleyeyim , doğmayı becermişim ölmeyimi beceremeyeceğim ? Herkes öldü genç yargıç, bir ben mi ölemeyeceğim ?
İnsanın affedilmez şaşkınlığı düşmanı kendi dışında aramasıdır. Dışımızdaki düşmanı bedenden, Ruha geçmesi ve ruhu tam kaplayıp karartması zordur kimi parayı ,Kimi fitneyi, Kimi de kendi zaaflarını kullanan bütün vasıtalı düşmanlardan ve en fenası, dostların düşmanlığından da çok kendi zaaflarımız ve kendi ihtiraslarımız, aşkı kendi içimizde boğan bizdeki canavar bizim asıl düşmanımızdır. Oscar wilde'ın şu sözü herkes için, her zaman yerindedir: "Alemin bana yaptığı ne kadar müthiş olursa olsun,benim bana yaptığım daha müthiştir."