- "Portuga!"
- "Hı..."
- "Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun?
- "Niye?"
- "Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin.Senin yanındayken kimse bana zarar veremiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor. "
Ama anlamadıkları şuydu :Bazı insanlar hayatlarını kendi istedikleri gibi kurarlar. Geri kalanlarsa onların yaptıklarını birbirlerine anlatıp dururlar.
Ben başkalarının hayatlarını anlatarak ömrümü geçirmek istemedim.
Varsın başkaları benim hayatımı anlatsın.
Hayat buydu işte, iki katlı, bahçeli bir evin olacak, sonra çocuklar doğacak, haftasonları yeni arabayla pikniğe gidilecek, evlerde toplanılan akşamlarda hanımlar briç oynarken beyler maç seyredecek, politika konuşacak...Çocuklar büyüyecek, evlenecek, raflara, büfelere, sehbaların üstüne konulan çerçeveli fotoğraflar gitgide çoğalacak, yaşlandığınız zaman onların yılbaşı yemeğine gelmesini bekleyeceksiniz, torunlarınızı kucağınıza alacaksınız ve sonra bir gün parlak bir cenaze töreninde onların birkaç anıyla avunmasını ümit edeceksiniz.
Hatırlamak yorucudur.
Ama başarabilirseniz,hiç unutmazsınız, kaybettiklerinizi, resimleri ayrıntıları, yüzleri, kokuları, sesleri hep yanınızda taşırsanız artık onları hatırlamanız gerekmez, çünkü onlar hep sizinle kalır.