Bütünüyle unutulmaya kimsenin gücü yetmiyor. Bir duvarda iki satır yazı, bir albümde soluk bir resim, bir hafızada silik bir hayal olarak kalıyor istemese de.
Ben oldum olası yakınlarımı sevmek nedir bilmedim. Bence, özellikle yakınlar sevilmez de uzaklarımız sevilir. Bir zaman, bir yerde, “Merhametli Yohan”ın (bir ermiştir bu) kapısını fakirin biri çalmış. Aç, üşümüş bir halde ısınacak bir köşe istemiş. Ermiş onu kendi yatağına almış, kötü bir hastalıktan cerahatlanmış, pis kokan ağzının içine soluk vermeye başlamış. Eminim ki, bunu kendini zorlayarak, yakınını sevmek ödevini yerine getirmek için yalana katlanarak yapmıştı. Bir insanın sevilmesi için kendini göstermemesi gerekir; yüzünü gösterdi mi, sevgi ortadan silinir.