Ehl-i Beyte Mahabbet üzerinde ölen, gelin kocasının evine teslim edil diği gibi Cennete teslim edilir. Dikkat edin, Al-i Muhammed'e mahabbette sebat üzerine ölen kimse, imanı garantili bir mü'min olarak ölür. Al-i Muham med'e mahabbet üzerine ölen kimsenin kabrinden Cennete iki pencere açılır. Muhakkak Al-i Muhammed'e mahabbet üzerinde ölen kimsenin, Allah kab rini rahmet meleklerinin ziyaretgahı yapar. Muhak kak Al-i Muhammed'e mahabbet üzere ölen, sünnet ve cemaat üzere ölür, kim Al-i Muhammed'e buğz üzerine ölürse, kıyamet gününde iki gözü arasına «Allah'ın rahmetinden umutsuzdur» ibaresi yazılı olarak haşr olunur. Al-i Muhammed'e buğz üzerine ölen, kafir olarak ölür.
NİYAZİ- İ MISRÎ
Bir ticaret yapmadım, nakd-i ömür oldu
heba, Yola geldim lakin göçmüş cümle kervan bihaber. Ağlayıp nalân edip düştüm yola tenha garib,
Dîde giryan, sîne biryan, akıl hayran bîhaber.
Gel ey gurbet diyârında, esîr olup kalan insan,
Gel ey dünyâ harabında, yatıp gâfil olan insan!
Gözün aç, etrâfa bir bak, nice beğler gelip geçti,
Ne mecnûndur bu fâniye, gönül verip duran insan!
Kafesde bülbüle şeker, verirler fakat hiç durmaz
Aceb niçin karâr eder, bu zindana giren insan!
Ne müşkil olur gafletde, kalıp hiç inanmayıp
Ölüm vaktinde Azrail, gelince uyanan insan!
Kararmış gönlün ey gâfil, nasihat neylesin sana
Taştan katı olmuş kalbi, öğüt kâr etmiyen insan!
Aklını başına topla, elinde var iken fırsat
Sonsuz azâb çekecekdir, (Adam sen de) diyen insan!
Niyazî bu öğütleri, ver önce kendi nefsine
O gün kurtulacak ancak, kulluğunu yapan insan!