GECE YARISI YOLCULARI | 17
GÖKHAN VE CEREN Çok kaybı vardı Gökhanın. Duygunun yüzüne vurduklarını unutamazdı. Bir değil, bin günah işlemişti ve binlerce kez özür dilese de, bu sefer gerçekten kaybetmişti. Utanıyordu ve içindeki yaz, kışa dönüyordu. İlk defa böyle üşüyordu ve kat kat giyinse de hiçbir şey değişmeyecekti. Bu sefer harbiden kaybetmişti. Sadece Duygu değil,
Önsöz Gibi
Otuz yaşımın olanca korkusuzluğu, yerinde duramazlığı ve sevinciyle oturuyordum söğütlerin altında. Çocuklar çakıltaşlarıyla, çığlık çığlığaydılar akan suda. Temmuz sıcağı tütüyordu. Harman sarıları, dizlerimdeki sayfalardan kalkıp, yamaçlara ağıyordu. Kırlangıçlar geçiyordu Ağlasun'un göklerinden. Dereboylarından bin renkli türküler
Reklam
İnsan Sarrafıyım! Yeliz vapura binmemiş, meydanda adamın biriyle samimi bir şekilde tokalaşmıştı. Durduğum yerden adamı tam arkasından görebiliyordum. Boyuna bosuna, endamına bakıp adamı tanıyıp tanımadığımı, daha önce görüp görmediğimi çıkarmaya uğraşıyordum. Yeliz'in bu adamla vapura binip Kadıköyü'ne geçmesi pek şüpheli görünüyordu o
Mina Urgan'ın gözüyle Sait Faik'in aşk hayatı
Sait Faik’i 1940’ta Nurullah Ataç sayesinde tanıdım. Benim gibi Büyükadalı olan Nurullah Beyle, iskeleye inen yolun sağındaki kahvede otururken, Burgaz’a gidip Sait Faik’i görmemizi önerdi. “O da kim?” diye sordum. “Türkiye’nin en iyi hikâye yazarı” dedi. Daha sonraları Sait Faik’i okur okumaz, bunun ne denli doğru olduğunu anladım.
GÜLŞİİR Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi
Zilif-Filiz
biraz önce dışarı çıktım, yürüdüm, denize baktım. pek o kadar hüzün vermedi bana, artık çıkıp gideceğim bu dünya. (çok garibime gidiyor, sana büyük bir insana söylenecek sözlerle yazmak; ama kendimi zorluyorum, seni o yaşında görmeğe, sana öyle yazmağa...) bu dünya pek fazla şey vermedi bana — hoş, ben de ona pek birşey vermedim ya... ama
Reklam
1,000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.