Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sonunu görmedigin için şimdilik sana yersiz ve anlamsiz gelse de yasadigin her hadise yerli yerinde ve hikmetlicedir. Zamani geldiginde ne güzel olmus, iyi ki böyle olmus, diyeceksin. Şimdi dar çerçeveden bakarak neden böyle oldu, bunlar niye gelip beni buldu, diye sakin isyana tutuşma.
Sayfa 173Kitabı okudu
Kaçış Rampası...
Bu çocuk her kafesin bir tahta çubuğunu o kadar gevşek bırakıyor ki, hafif zorlasan ya da biraz zaman geçse kendiliğinden yerinden düşecekmiş gibi duruyor. Yani kuşun kanadı, gövdesi biraz hızlı çarpsa tahta düşecek. Böylece kuşun çıkabileceği bir aralık oluşacak kafesin içinde. Başlangıçta aklım almadı. Herhalde yanlışlıkla böyle oldu dedim. Sonra baktım bir, iki derken fırsat bulabildiği her kafese aynı şeyi yapıyor. Sinirlendim önce. İşten atmaya bile niyetlendim. Sonra o hanım kız bir gün geldiğinde durumu ona da anlattım. "Bak kızım durum aynen anlattığım gibi. Ne yapayım ben şimdi?" "İdare et amca, lütfen. En fazla elden geçirirsin bir defa daha. Baktın olmadı, bana sat bozuk kafesi." "Yahu yapılamayacak bir şey değil ama. İnsan sinirleniyor biraz da." "Amcacığım bak, buna ihtiyacı var. Sorun olursa ben karşılarım diyorum." "Niye yapıyor böyle, bu deli oğlan?" "Kuşların kaçabilecekleri bir aralık olsun diye. Tıpkı kendi hayatındaki gibi... Her kafesten kurtulabilmenin bir yolu olsun diye..."
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
"Zavallı çocuk, kalbi çok kırıldı. Niye böyle oldu? Niye başka birine gönül vermedi ki?" Tuppence başını salladı. "Her şey insanın istediği gibi olmuyor ki!" Diğeri acıdan boğulur gibi, "Sanki her şey acı, keder, ateş ve kül için. Her şey sanki canınıza okumak, sizi paramparça etmek için gelişiyor... Bu dünyanın acımasızlığından adaletsizliğinden bıktım usandım artık. Elimde olsa yakar yıkardım her şeyi sonra da her şeyi yeni bir dünyada, bu kuralların ve yasaların olmadığı, ülkelerin ülkelere hükmedemediği, düşmanlığın olmadığı bir dünyada yeniden başlatırdım. Keşke..."
"Nefret etmediğimiz hiç kimse ya da hiçbir şey yok."
"Niye hepimiz böyle kuyrukta bekliyoruz?" diye sordu Tom en sonunda. "Niye bekliyoruz tükürmek için burada?" Grigsby dönüp bakmadı ona; güneşi tartmakla meşguldü. "Bak Tom, bir sürü neden var." Dalgın bir havayla, artık olma yan cebine, bulunmayan sigarasına el attı. Tom bu hareketi milyon larca kez görmüştü. "Tom, bunun nedeni nefret. Geçmişteki her şe ye karşı duyulan nefret. Soranm sana Tom, nasıl oldu da böyle bir du ruma düştük biz; şehirler yıkıntı halinde, yollar bombalardan delik deşik, mısır tarlalannın yarısı geceleri radyasyonla parlıyor. Berbat bir durum değil mi bu, söylesene?" "Evet efendim, sanırım öyle." "Evet öyle, Tom. Seni tamamen çökerten, harap eden şeyden nefret edersin. İnsanın doğasıdır bu. Düşünmeden yapar belki, ama gene de insanın doğasıdır." "Nefret etmediğimiz hiç kimse ya da hiçbir şey yok." "Doğru! Geçmişte dünyayı yöneten Allahın cezası kişilerin hari ka marifeti. Şimdi bak şu halimize, bir perşembe sabahı; bir deri bir kemik kalmışız, üşüyoruz, mağaralarda, inierde yaşıyoruz, sigara yok, içki yok, festival yapmaktan, festivallerimizden başka işimiz kalma mış, Tom."
Sayfa 28 - RAY BRADBURY GÜLÜMSEME
benlik çıkarsa aradan Hakk baki kalır..
Nasıl biriydi o? Hazreti Peygamber'in damadı, amcasının oğlu, vilayetin reisi, ilim şehrinin kapısı, kahraman. Rakibini değil, nefsini yenmekle arslan. Hasmını yere yatırdı. Tamı tamına meşru müdafaa durumu. Kendisini öldürmek üzere olan rakibini yere düşürdü. Kılıç elinde, o kılıç da Zülfikar. İşin şakası yok yani. Kaldırdı kılıcı, usulca indirdi. 180 km hızla bir otomobili frene basıp anında, takla attırmadan durdurmak gibi bir şey. Fizik kaidelerine aykırı. O kadar celalin, gazabın, o kadar heyecanın ve süratın hakim olduğu anda havadaki kılıç saniyeden az zamanda iner. Havada durur mu hiç? Durdu. Tak diye durdu. Yerdeki şaşırdı. "Ne oldu?" dedi. "Şimdi niye yarım bıraktın işini?" "Sen bana tükürdün ya" dedi Hz. Ali, "Yani araya ben girdim; biraz önce ben yoktum arada. Seni Allah'ın rızası için öldürecektim. Fakat şimdi araya ben girdim. Bu kılıcı indirirsem korkarım katil olurum." "Senin dinin böyle mi söylüyor?" dedi yerdeki. "Evet" "Sen bana asıl canımı şimdi bağışla da öğret" dedi. "Bu dine nasıl giriliyor?" Ve müslüman oldu.
Sayfa 12 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
- İkna etmeye çalıştıklarına ne diyorsun?" - İnsana el verecek bir mürşit olmadan imanın bir hiç olduğunu. "La ilahe illallah, Allah'tan başka tapacak ilah yoktur" dedikten sonra hemen ekleriz: "Muhammed de O'nun Resulüdür." Niye? Çünkü kaynağı, yani bize böyle bir hakikati öğreten kişinin adını zikretmediğimiz sürece, tek bir Allah olduğunu beyan etmenin hiçbir anlamı kalmaz. Ama bu adam, bu Resul, bu Peygamber öleli çok oldu, onun gerçekten var olduğunu ve bize nakledildiği gibi konuştuğunu nereden bileceğiz? Ben de senin gibi Eflatun'u ve Aristo'yu okudum, bana delil lazım.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Kız, Alper'in elindeki dergiye baktı. "Cidden artık oha ya üç yüz bir kişi öldü tek bir kişi istifa etmedi bir de isyan eden vatandaşı tekmeliyorlar... Hâlâ da, 'Tutunamayanlar biziz,' diyor şaka gibi. Şimdi biri bir şey dese onu da üç yüz birden yargılamayı bilirler hemen." "Niye etsin kızım? Toplumsal hafıza mı var,
Sayfa 47 - Giriş, Aşka kılavuzmuş yavru kedilerKitabı okudu
Saliha kadın...
Zamanın birinde Şah Şüncâ-ı Kirmâni adında büyük bir evliya vardı. Bu büyük Allah dostunun bir kızı vardı. Kirman şehrinin ileri gelenleri bu kıza talip oldu, ama Şah Şüncâ-ı Kirmâni kızını hiçbirine vermedi. Üç gün mühlet istedi. Üç gün içinde mescidleri dolaştı. Nerede abidler, camide tâdil-i erkânla namaz kılanlar, Hak'tan korkanlar,
Sayfa 14 - Dünya sevgisi olmayan Saliha kadın...Kitabı okudu
Sahi niye böyle oldu..
Ruhumu unufak eden gençlik... Güzel miydi derseniz fena değildi derim. Ama ne ara geldi geçti hiç anlayamadım.
Sayfa 74 - İnsan Ne Zaman Kendisiyle Barışır Yahut Vasata Alışma Çizgisi
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Reklam
U Ç U R U M...
İkili ilişkilerin “isteseydi yapardı” farkındalığı ayrı yoruyor insanı nokta yalanla dolanla süren her ilişki, yok olmaya mahkûmdur. İnsan böyle süreçlerde yorulmaktan bile yorulur. Bu saatten sonra yapmanız gereken, kendinize iyi davranmak ve gerçekleri kılçıksız masaya yatırmak. Artık daha fazla kimsenin yolunu gözlemeyi nokta ne yazık ki
Yine bir günün karanlığındayım. Ay yarenlik ederken yalnızlığıma, güneş tehdit ediyor en derin sırdaşımı. Diyor ki; "Dökerim gözlerindeki kederi gün yüzüne." Derken, bir gecenin sözleri süzülüyor zihnime... "Gözlerin hayatın mavisini taşırken, bu keder niye?" Sonra kızıyorum güneşe; "Memnun musun? Döktün işte kederimi
Sayfa 30 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
1.069 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.