Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alman Profesör Schwartz, günün yürekleri burkan haberini o da duymuş ve şaşkın bir durumda. "Derse gireyim mi, girmeyeyim mi'', diye kararsız kalmış. Rektörün yanına gidiyor aralarında şöyle bir konuşma geçiyor: - Efendim, kararsızım. Acaba ne yapayım? Rektör şöyle cevap verir: - Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa onu yapın. lşte o zaman Alman Profesör Schwartz kollannı iki yana sarkıtarak üzgün bir sesle cevap verir: - Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki ...
"Onun varlığı, onun yazgısı, benim yazgımı içtenlikle paylaşması, yangın yerine dönmüş beynimden kalan son gözyaşını sıkıp çıkarıyor. Perdeyi kaldırıp arkasına adım atmak! İşte bu kadar! Bu ikircim ve kararsızlık niye? İnsan perde arkasının nasıl bir yer olduğunu bilmedigi için mi? Bir daha geri dönmeyeceği için mi? Açık seçik bir bilgimizin olmadığı konulara kargaşayı ve karanlığı atfetmek, bizim tinimizin özelliği değil midir?"
Sayfa 132 - WertherKitabı okudu
Reklam
Kafası karışık adam Yahya Kemal'in, 17.11.1950 Cuma günü öğle namazından bir saat önce tıraş olup giyinirken, yanına gelen Cahit Tanyol'a "İyi geldin Tanyol, Orhan'ın cenazesine gidelim" derken de gidip gitmeme konusunda kararsızdır. Bakın hangi nedenlerden dolayı cenazeye gitmesinin doğru olmayacağını düşünüyor: "Tanyol, bu cenazeye gitmemiz doğru olur mu? Bu gençlerin şiir anlayışı bizimkine muhalif. Hatta onun da önemi yok, fakat bunlar çıkardıkları Yaprak adlı bir gazetede birçok defalar aleyhimde bulundular. Şimdi benim bu cenazeye gitmemi istismar ederler, sömürürler ve bundan bir nevi sığınma manası çıkarabilirler. Belki de gazeteler Yahya Kemal de cenazede vardı, diye yazarlar. Ve bu onların şiir anlayışı için reklam olabilir. Şiiri bizim anladığımız gibi düşünenlerin yolunu şaşırtabiliriz. Oysa biliyorsun, ben bunların şiirlerine inanamıyorum. Şiir ne nükte ne de zihin oyunudur. Şiirin tabiatı realitedir. Şiir mücerret soyut kavramlardan kaçar. Descartes, Kant, Hegel zihni spekülasyonda hiçbir şairin yetişemeyeceği mertebeye ulaşmışlardır."
Perdeyi kaldırıp arkasına adım atmak! İşte bu kadar! Bu ikircim ve kararsızlık niye? İnsan perde arkasının nasıl bir yer olduğunu bilmediği için mi?
Neden egoizm
Kendi toplumları ve dostları, bencil olduklarını düşünüp onlara cephe alacak. Bizim için sorun çıkmaz. Patent haklarını yine de devralırız. O tür insanların dava açmaya ne cesareti olur, ne de parası. Ama..Sustu. James Taggart arkasına yaslanıp onlara baktı. Bu konuşmalardan zevk almaya başlamıştı. “Evet,” dedi Dr. Ferris. “Ben de onu
Sayfa 318 - PegasusKitabı okudu
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz? _Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
Reklam
Onun muhteşem göğsüne bakmak, belden aşağısını ilk defa çıplak görmekten daha az utanç vericiydi. Mitchell'ın elleri Kate'in omuzlarına yöneldi, başparmakla- rıyla sutyeninin askılarını indirdi. Askılar gevşekçe Kate'in kolları üzerine düşerken, ellerini genç kadının arkasına götü- rüp bunu daha önce birçok defa yapmış gibi
Sayfa 168
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Amelia uzun boylu bir kadındı ama Colin daha da uzundu. Vücudu onunkinin iki katı genişliğindeydi ve hem soyunun hem de sürekli fiziksel hareketliliğin sertliğine sahipti. Üstelik iyice kızışmıştı. Kalın damarları hızla akan kanla zonkluyordu ve acısını hafifletmek için erkekliğini sıkıca kav- ramak zorunda kaldı. "Beni böyle görmek seni
Sayfa 176
Tanrı yaratırken bir an dalgınlık etmiş de beni başka şey yapacakken insan yapıvermiş diye düşündüm. İnan bana o gün, bu gündür bunun sancısını çekiyorum. Diğerleri, onlar insan olmayı nasıl bu kadar kolay kabullenip başardılar bilmiyorum. Ama artık, bundan sonraki hayatımı insan olarak geçirmemeye kararlıyım.
Sayfa 88 - YAZARIN KENDİ YAYINIKitabı okudu
Reklam
Kitaplarını göndereyim mi diye soruyorsun? Tanrı aşkına, bana onlardan bahsetme! Artık ne yönlendirilmek, ne teşvik edilmek, ne de coşturulmak istiyorum, bu yürek zaten yeterince fırtınalı; benim ninniye ihtiyacım var, bunu da fazlasıyla Homeros'umda buldum. Öfkeli ruhumu sıklıkla onunla yatıştırıyorum, zira bu yürek kadar günü gününe uymayanı, bu yürek kadar kararsızını görmüş olamazsın. Sevgili dost! Kederden hazzın doruklarına, tatlı hüzünden mahvedici aşk acısına geçerken beni sık sık görme sıkıntısını çekmiş olan sana bunları anlatmama gerek var mı? Kalbime küçük ve hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum; her arzusunu yerine getiriyorum. Bunu başkalarına söyleme; bundan dolayı beni ayıplayacak insanlar çıkabilir.
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası ola­cağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, hu­zuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İn­gilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle teh­dit eden Afganları
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası ola­cağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, hu­zuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İn­gilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle teh­dit eden Afganları
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası ola­cağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, hu­zuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İn­gilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle teh­dit eden Afganları
237 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.