Egon 𝑎𝑛𝑐𝑎𝑘 onun bilincine vardığın an ölür. Tıpkı ışığın karşısında hiçbir gücü olmayan 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙𝚤𝑘 gibi. Your ego dies 𝑜𝑛𝑙𝑦 when you realise it. Like 𝑑𝑎𝑟𝑘𝑛𝑒𝑠𝑠, which has no power over light.
Sayfa 104 - Yan Pasaj Yayınevi 14. Basım Çevr. Gülşen ErcenkKitabı okudu
Enerjimi boşa harcamaya hiç niyetim yok. Nokta! Sen egonun monoloğunu dinle... I have no intention of wasting my energy. Period! You listen to the ego's monologue...
Sayfa 103 - Yan Pasaj Yayınevi 14. Basım Çevr. Gülşen ErcenkKitabı okudu
Reklam
Ego ve Benlik
"Carl, bu içsel sığınağının emniyetinde kendini iki farklı kişilikle tanımladı: Sırasıyla No. 1 ve No. 2 olarak. No. 1'in bir annesi ve babası vardı; okula giderdi ve olabildiğince yaşamını sürdürmeye çalışırdı. Öte yandan, No. 2 ise çok daha yaşlıydı ve insanların dünyasından uzak dururdu; ancak doğaya ve hayvanlara, düşlere ve de Tanrı'ya çok yakındı. No. 2'yi "tanımlanamaz bir karakter - doğan, yaşayan ve ölen, her şeyi kapsayan bütüncül bir yaşam algısı" (ADD 92) olarak düşünüyordu. Bir psikiyatrist olduğunda, iki farklı kişilik barındırmasının salt kendine özgü olmadığını ve tüm insanlarda görülebildiğini anladı. Yine de, herkesin onun kadar bu durumun bilincinde olmadığının da farkındaydı; özellikle de No. 2'ydi bunu bilen. "Yaşamımda No. 2'nin yeri her zaman öncelikli bir yere sahipti ve oradan çıkıp gelmek isteyen her şeye yer açmaya çalıştım" (ADD 55). Çok sonra, bu iki kişiliğe verdiği adları değiştirerek, onlara Ego ve Benlik diyecek ve aralarındaki atak ve karşı atakları kişisel gelişimi şekillendiren en temel dinamik olarak gösterecekti."
Dost Kitabevi
skull'a bayiliyorum ama sonunu bilerek okuyunca gulemiyorum
'oh, sure. lockwood's noted for his lack of vanity and ego. you know that tousled bed-hair thing he's got going on? takes him hours at the mirror to get that fixed just right.' 'no, it doesn't. does it? how do you know that? you're making it up.' 'am i? what's your company called? remind me. the portland row agency, maybe? marylebone ghost-hunters...? no! it's lockwood and co. jeez. how modest. i'm surprised your official logo isn't a photo of his grinning face, maybe with a cheesy sparkle glinting on his teeth.'
Sayfa 417 - skull ─ lucyKitabı okudu
We see, then, that the disappearance of thensious personality, the predominance of the unconscious personality, the turning by means of suggestion and contagion of feelings and ideas in an identical direction, the tendency to immediately transform the suggested ideas into acts; these, we see, are the principal characteristics of the individual forming part of a group. He is no longer himself, but has become an automaton who has ceased to be guided by his will.
Ego Consumans [Tüketen Ego]
Bugüne kadar Amerikalı ev kadınlarının birkaç grevi ve zaman zaman görülen tüketim malları tahribi dışında (Amerikalı kadınların sutyenlerini herkesin içinde yaktığı 1968 Mayıs'ı-No Bra Day) bu çelişkiler hiçbir yerde ya da hemen hemen hiçbir yerde bilinçli olarak ortaya çıkmadı. Hatta her şeyin bunun tersine geliştiğini söylemek gerek. "Modern dünyada tüketici neyi temsil ediyor: Hiçbir şeyi. Tüketici ne olabilir? Her şey ya da hemen hemen her şey. Milyonlarca yalnızın yanında tek başı- na kaldığı için tüketici çıkarların merhametine kalmıştır".
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.