Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emre ÇELİK

Emre ÇELİK
@nobadyy
Zaten üzülmek hepimizin baba mesleğiydi.
13 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Şu an, yanında olmayı dünyaya bin yıllığına yeniden gelmeğe değişmem. Gözlerinden öperim. İmdat! Ferman senin elbette.
Sayfa 114
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Susarak büyümüş iki çocuktuk biz, kendisini sevmeyi bilmeyen.
"Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim"
Reklam
Gece üstüne
“Başlar inançla yukarıda ve gözler ışıl ışıl bir halde iken günün iftirası yüz yüze kaldığınızda gecenin dostluğunu kazanmak için acele edin. Gece ile dost olun. Kalplerinizi kendi kanınızla iyice yıkadıktan sonra onun kalbine yerleştirin. Emanet edin çıplak özlemlerinizi onun bağrına ve kurban edin kutsal anlayışla özgürleşecek hırslarınızın dışındaki hırslarınızı onun ayaklarının dibine. İşte o zaman günün tüm ışınlarına karşı dayanıklı hale gelecek ve gece herkesin önünde sizin kendinizi yenen olduğunuza tanıklık edecektir.”
Sayfa 216 - Arıtan yayınevi
Günah ve Gizliliklerden Kurtulmak Üzerine
"Güneşin muma ışığını vermesi günah değilse eğer Tanrı'da hiçbir günah yoktur. Ne de insanda bir günah vardır şayet mumun kendisini güneşte yakarak, güneşe kavuşması günah değilse. Ama ışığını iyi vermeyen, kibrit çakıldığında kibriti ve onu yakan eli lanetleyen mumdadır günah. Güneşte yanmaktan utanan ve kendinin güneşten saklayan mumdadır günah."
Sayfa 202 - Arıtan yayınevi
sevgi ve anlayış üzerine
"Sevginin üzümleriyle beslenmediğiniz sürece anlayışın şarabıyla doldurulamayacaksınız. Anlayışın şarabıyla sarhoş olmadığınız sürece özgürlüğün öpücüğüyle ayıltamayacaksınız."
Sayfa 164 - Arıtan yayınevi
Sevgi Üzerine
"Aşkını kendine boyun eğdiren bir sevgi sevgi değildir. Beden ve kanla beslenen bir sevgi sevgi değildir."
Sayfa 136 - Arıtan yayınevi
Mantık ve inanç
“Mantık, bilgi canavarını, zar inceliğinde bir ağ dokuyarak yakalamayı amaçlayan hamlıktır. Mantık ergenlik ergenlik çağına ulaştığında kendini bu ağlarla boğar ve işte o zaman inanca dönüşür ki bu, en derin bilgidir.”
Sayfa 120 - Arıtan yayınevi
Reklam
DUA ÜZERİNE
"Sayısız üzüntü ve umutlarınızı Tanrı'ya yüklemeyiniz. Size anahtarını verdiği kapıları sizin için açmasını istemeyiniz. Fakat kalplerinizin enginliğini araştırınız. Çünkü kalplerinizin enginliğindedir her kapının anahtarı. Ve kalplerin kalplerin enginliğindedir sonsuzluğunu, açlığını çektiğiniz iyi ve kötü şeyler kudretli bir ev sahibi bir baş işaretinizle, her çağırıldığında sizin en ufak bir isteğinizi yerine getirecektir. Uygunca teçhiz edildiğinde, akıllıca disipline edildiğinde ve korkusuzca emredildiğinde sonsuzlukların üzerinden atlayacak ve tüm engelleri aşarak amacına ulaşacaktır. Yanlış teçhiz edildiğinde, disiplinsiz davranıldığında ve ürkekçe emredildiğinde en küçük bir engelin önünde bile ya geriye çekilir ya da çalkalanırlar, geride koyu bir yenilgi bırakarak.
Sayfa 92 - Arıtan yayınevi
sevgi nefret üzerine
"Sevgi yaşamın melodileriyle çarpan bir huzurdur. Nefret ölümün şeytani sesiyle sava açmaya can atıcıdır. Siz hangisini seçerdiniz? Sevip, ebediyen huzurlu olmayı mı? Yoksa nefret edip ebediyet kavga içinde olmayı mı?"
Sayfa 81 - Arıtan yayınevi
hasımlık dostluk üzerine söylenmiş en güzel cümle :)
"Tek bir insanı bile hasım diye biliyorsanız eğer, hiç dostunuz yok demektir. İçinde düşmanlığı barındıran bir kalp dostluğun güvenli evi olabilir mi?"
Sayfa 79 - Arıtan yayınevi
Gürültülü bir erdem sağır bir asaletsizlikten daha kötüdür
“Gıdıklayan erdemden uzak durun yoldaşlarım. Utancımızı konuşturmadığımız gibi şerefinizi de konuşturmayın. Gıdıklayan bir şeref sükunet içinde olan bir şerefsizlikten daha kötüdür. Gürültülü bir erdem sağır bir asaletsizlikten daha kötüdür”
Sayfa 88 - Arıtan yayınevi
Gelecek olan sel felaketi öncesi
“Zayıflar, zayıflara yük, güçlülere mutlu bir görevdir. Zayıfları arayın bulun. Onların zayıflığı sizin gücünüzdür. Açlar, aç olanlara açlıktan başka bir şey ifade etmez. Fakat doymuş olanlar için davet kapısıdır. Açları bulun, sizin doymuşluğunuz onların dileğidir. Körler, körler için onları tökezleten şeylerden başka bir şey değildir. Fakat onlar görenler için yol levhasıdır. Körleri bulun. Onların karanlığı sizin ışığınızdır. “
Sayfa 64 - Arıtan yayınevi
Mirdad kendini açık ediyor
"Önce gözün kendisini doğru görün eğer başka şeyleri de doğru görecekseniz. Gözünüzle değil, fakat onlarla, onun ötesinde olanı görebilmek için bakın. Önce dudak ve dille doğru konuşun eğer diğer kelimeleri de doğru konuşacaksanız. Dudak ve dille değil, fakat onlarla, onların ötesindekileri de konuşmak için konuşun. Sadece doğru görür ve doğru konuşursanız kendinizden başka hiç kimseyi görmez, kendinizden başka hiç kimseyle konuşmazsınız. Her şeyin içinde ve her şeyin ötesinde, kelimelerin içinde ve ötesinde olduğu gibi, gören de konuşan da sizsinizdir".
Sayfa 41 - Arıtan yayınevi
Reklam
Çakmak Bayırı
"Bu idareli yemeği paylaşabiliriz. İkimiz için de yeterince ekmek var hattâ keçilerin liderine bile" dedim. Beni hemen hemen felç eden şaşkınlığıma ilk somunu keçilere, derken ikinci ve üçüncü hatta yedinci somuna kadar hepsini onlara attı, önce bir parça kendisi için ısırarak. Yıldırım çarpmışa dönmüştüm ve kızgınlık göğsümü yırtmaya başlamıştı. Yine de çaresizliğimin farkında olarak, bir ölçüde kızgınlığımı dindirdim ve gözümdeki hayret ifadesiyle yarı yaklaşarak: "Aç bir adamın ekmeğiyle keçilerini doyurduğuna göre onların sütüyle aç adamı doyurmaya ne dersin?" diye sordum. Sonra şu konuşmalar geçti aramızda. "Keçilerimin sütü budalalara zehirdir ve bir budalanın hayatı için dahi olsa hiçbir keçimin günahkâr olmasını istemem." "Ben neden budala oluyor muşum?" "Yedi yaşamlık bir yolculuk için yanına yedi somun ekmek almandan" "Yedi bin somun mu almalıydım o halde?" "Bir tane bile almamalıydın." "Böyle bir yolculuğa tedariksiz çıkmak - senin öğüdün bu mudur?" "Yolcusuna yiyecek vermeyen yol yol değildir." "Ekmek yerine çakmak taşını, su yerine de terimim mi içmemi istersin?" "Tenin gıdan için, kanın ise suyun için yeterlidir sana." "Benimle fazla alay ettin keçilerin çobanı. Yine de karşılığını vermek dileğim değildir. Ekmeğimden yiyen beni aç bıraksa bile kardeşimdir Gün dağdan aşağı kaymakta ve ben yolumda olmalıyım. Şimdi bana zirveden hâlâ ne kadar uzakta olduğumu söyleme zahmetine katlanır mıydın?" "Kayıtsızlık noktasının çok yakınındasın."
Sayfa 13 - Arıtan yayınevi
“Yaşamak için öl ya da ölmek için yaşa”
Arıtan
"Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş."
"Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz."
Zihin Oyunları
"Yakın zamanda yapılan bir deneyde, İsrail'deki Hebrew Üniversitesi'nden psikolog Shlomo Breznitz, birkaç grup İsrail askerlerini kırk kilometre yürüttü ancak her gruba bu konuda farklı bilgi vermişti. Bazı gruplar otuz kilometre yürütüldükten sonra kendilerine on kilometre daha gidecekleri bildirildi. Diğerlerine de altmış kilometre yürüyecekleri söylenmişti ama gerçekte yalnızca kırk kilometre yürütülmüşlerdi. Bazılarının kilometre taşlarını görmelerine izin verilmiş, diğerlerinin ise kaç kilometre yürüdüklerini anlamaları önlenmişti. Bu deney sonucunda Breznitz, askerlerin kanındaki stres hormonu düzeyinin gerçekte yürütmüş oldukları değil, zihnen kabullenmiş oldukları uzaklığı yansıttığını bulguladı"
Sayfa 130 - Omega
Holografik Model ve Psikoloji
"Holografik modelin etkilemiş olduğu araştırma alanlarından biri de psikolojidir. Bu da şaşırtıcı sayılmaz, çünkü Bohm'un da değinmiş olduğu gibi bilincin kendisi, onun "bölünmez ve akıcı hareket" sözcükleri ile anlatmak istediği şeyin kusursuz bir örneğidir."
Sayfa 93 - Omega
Reklam
Görme Duyumuz da Holografiktir
"Beynin içerdiği tek holografik olgu hafıza değildir. Lashey'in başka bir buluşu da, görme merkezlerinin operasyonla kesilip çıkartılma işlemine karşı beynin direnç göstermekte olduğu olgusuydu."
Sayfa 41 - Omega
biraz empati ile olay tamam
"Sağırlar her zaman her yerde engelli "Engelli" ya da "ikinci sınıf" insan olarak mı kabul edilirler? Her zaman ayrımcılıktan ve yalnız bırakılmaktan şikayet ettiler mi ya da etmeye devam edecekler mi? Bunun tersi bir durumu hayal edebiliyor muyuz? Keşke sağırların önemli olmadığı, bütün sağırların yaşamla bütünleştikleri ve doya doya yaşadıkları bir dünya olsaydı! "Engelli" ve "sağır" gibi tanımlamaların olmadığı bir dünya!"
Sayfa 40 - yapı kredi yayınları