aiş

ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
Ama değil. Zenginliğim aileden değil. Aşktan.
Benim dediğim hayatım benim değil, biz dışarıda koşturup duranlar, hiçbirimiz mutlu değiliz çünkü kendi hayatımıza sahip değiliz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir insan başkasının yerine konuşmaya başladıysa kendi kendineyken, acıyı getirmiştir artık, aşk.
Mutsuzluk, dâima, mutluluktan daha yakın olmuştur: süren, hep o gibi görünmüştür bana. Derinlere kök salan Lâhavle. Zihni toplamak; bu ağırlığı devindirmek; her sözcüğü bir bir tartıp, sınamak; 'yazma'yı her gün kanatmak; yazarın ancak kendi kendineliğini yoğun biçimde varetmesiyle mümkündür.
Sermaye'nin çektiği arabada olmamak, vicdanımızı nefsimize karşı silahlandırmak: ah, KALBiM KANA!
Benim yalnızlığımın hududu, başkasının yalnızlıksızlığının hududu mu?
damar ve kan ırkçılığın değil inancın simgesidir DİN'DE. MİRAÇ, IRKÇILIĞA İNDİRİLMİŞ KESIN DARBEDİR
Ateşi taşımak: yaşamak Her şey uğultu; dağınıklığımın parçalarını birbirine vura vura ne bulabilirim?
Ben neyi çekiyorum boşlukta? Tek gerçek var şimdi hayatımda: gürültü. Bunu yoketmeden, hiçbir şeyi varedemeyecegimi biliyorum.
Oruç ve namaz; bülüğ çağından çıkarken, çocukluktaki babadan, normal babaya geçişinde, "metafizik" bir planda tutarak, çocuğun büyük bir sarsıntı geçirmesini de önler.
O, ramazanın birinci günü orucu içine ekmiştir. Üçüncü gün oruç yeryüzüne çıkar, onuncu gün kök ve gövdelidir. On beşinci gün dallar sürer, yirminci gün yapraklar açar; yirmi beşinci gün çiçek, çiçek, çiçek... Son gün: dalları bastı kiraz. Ulu ve yüce bir ağaçtır artık inanç insanda. Kök en derinde; yemiş, nur olarak yüzdedir.
inhilâl olmadan, yâni dağılmadan bir terkîbe varılamaz.
Bir teselli
Yeni ders yılına din, vatan, insanlık aşkı için giren her hoca mücâhittir.
Resim