Kitabın bütün o karamsar atmosferine rağmen Beckett Amca tünelin ucundan ufak bir ışık yakıyor ve Vladimirin ağzından şu cümleler dökülüyor:
Burada vaktimizi ziyan etmeyelim. Fırsat çıkmışken bir şeyler yapalım! Her gün bize ihtiyaç duyan biri çıkmaz. Yo yo şahsen bize ihtiyaç duyulduğunu söylüyor değilim. Kulaklarımızda hala çınlayan imdat çığlıkları bütün insanlığa dönük! Ama burada, zamanın bu noktasında insanlık biziz. Hoşumuza gitsin gitmesin. Bunun değerini bilelim, çok geç olmadan! Hadi gidip, bir kere olsun acımasız kaderin bize sunduğu bu görevi hakkıyla yerine getirelim. Ne dersin?
Alıntı yapayım, etkilendiğim kısımları paylaşayım desem bütün bir kitabı yazmam gerekir. Öğretmenseniz, subaysanız, doktorsanız, memursanız, din adamıysanız, anne veya babaysanız bir göreviniz olduğunu söylüyor yazar. Daha iyi bir toplumda yaşamak istiyorsanız, halkınızın daha iyi yaşamasını istiyorsanız yapacaklarınız var demektir. Sadece kendi milletinize değil bütün insanlığa borcunuz var ve bu kitapta borcu nasıl ödeyeceğinizi anlatılmış. Ayda bir okunmalı, mümkünse haftada bir. İnanın abartmıyorum.
Buzul çağındaki bir gezegende, androjen bir birey gençken ülkesinin kuzeyinde bir buz üzerinde birkaç millik bir yolculuğa çıkıyor ve yıllar sonra neden diye sorulduğunda verdiği cevap; düşünsel yaşamın karmaşıklığını ve yoğunluğunu arttırmak için. Yani bu yolculuk varlıkların içindeki evrim eğilimini ortaya çıkarmak için imiş. Piyüvvv! Daha iyi bir hayat düşünemiyorum
Karanlığın Sol EliUrsula K. Le Guin · Ayrıntı Yayınları · 20213,055 okunma
Hain olarak adlandırılmanın ne kadar zor olduğunu anladım. Bu kadar zor olması tuhaf; çünkü başka bir adama vermesi kolay bir ad bu, yapışıp kalan, tıpatıp uyan ve inandırıcı bir ad.