Mavis: Her yerin kan olmuş. Doktor, ambulans çağırmamız lazım. Roarke, yatır onu. Roarke: Hayattaki hiç değişmeyen amacım da bu zaten. Eve: Ha ha, aman ne komik.
Eve: Neden bir milyon tane tabağın var? Roarke: Biraz abarttın herhalde. Eve: Pek değil. Roarke: Akşam yemeğine kimin geleceğinden asla tam olarak emin olamaz insan, değil mi? Eve: Tabii, tüm Yeni Zelanda nüfusu gelebilir mesela.
Reklam
Charles: Müşterim veya meslektaşım olmayan çok fazla dostum yoktur esasen. Eve: Aman gözünü dört aç. Başını çevirdiğin an bölünerek çoğalır bunlar. Sonra da yaşamın büsbütün karışır.
“Kavga ettiğimizi söyleyemem. İlişki tanımlarımızın farklı olduğunu söyleyebilirim sadece, gerçi o ilişki yaşadığımızı da bilmiyor. Bizim bir durumumuz var sadece.” “Erkekler ahmak olabiliyor.” “Gerçekten öyle ama.” “Kadınlar topluca Amazonya’ya taşınmalı belki de ya da en azından yılda dört kez falan oraya tatile gitmeli.” “Amazonya?” “Carter ya da genel olarak erkekler beni rahatsız edince gittiğim kadın dünyası. Kafamda bir yer. Kişi başına beş ayakkabı mağazası düşüyor, hiçbir şeyin kalorisi yok, tüm kitaplar ve filmler mutlu sonla bitiyor.” “Amozonya’yı sevdim. Ne zaman taşınabiliriz?” Mac kolunu Parker’ın omzuna doladı. “Amozonya, dostum her zaman orada zaten, her kadının kafasının içinde. Sadece gözlerini kapat ve düşün. Hokus pokus. Oradasın işte. (...)"
Tembel tembel, parmağını onun çenesinde gezdirdi. "Buradaki şu küçük yara nasıl oldu?" "Eskrim kazası." "Sen eskrim mi yapıyorsun? Kaptan Jack Sparrow gibi?" "Evet. Eminim Johhny Depp'i beğeniyorsundur." "Hayattayım. Kadınım. Sonraki soruya geçelim." "Her nesle hitap ediyor. Çok ilginç. Olgun kadınlar da öğrencim olan yeniyetme kızlar da onu çok çekici ve seksi buluyor." "Önce onu gördüm. Ama şu anda çekici ve seksi başka bir adam bulmuş durumdayım. Eskrim kazazedesi," dedi Mac. Carter güldü.
Bazen bildiklerinle hissettiklerin farklı olur.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.