“Hiçbir şey izleyiciler üzerindeki büyüyü bozamıyordu; tüm gözler kerevete sabitlenmişti, herkes salona yeni girenlerle, lanetli isimleriyle, yüzleriyle, kostümleriyle ilgileniyordu. Bu çok can sıkıcı bir durumdu.”
Dini olsun, felsefesi olsun her düşünce varlığını sürdürmek,harekete geçirdiği kuşağın ötesinde gelecek kuşakları etkilemek,iz bırakmak ister.Oysa el yazmalarının en eğreti bir ölümsüzlüğü vardır!Bir yapı daha çok sağlam,kalıcı ve dayanıklı bir kitaptır! Yazılı sözü yok etmek için bir meşale ve bir barbar yeterlidir.İnşa edilmiş sözü ortadan kaldırmak için toplumsal bir devrim,bir dünya devrimi gerekir.
Bu devasa yapıyı bir süre sessizce izleyen başdiyakoz içini çekerek sağ elini masanın üzerinde açık duran basılı kitaba, sol elini de Notre Dame'a uzattı ve hüzünlü bakışını kitaptan kiliseye doğru yönelirken:
— Ne yazık ki bu, şunu öldürecek, dedi.