E.

479 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Çok sevdiğim
Albert Camus
Albert Camus
gelip de yabancılaşmayı Oğuz Atay karakterlerinde görmeli :) Meursault ve Hikmet Benol. ‘Ben’ olamayan farklı farklı Hikmet’ler… Meursault’un kayıtsız yabancılaşması mı Hikmet’in gürültülü, saldırgan yabancılaşması mı… İki yazarı da çok sevsem de Oğuz Atay hep daha önde geliyor benim için. Kitap boyunca elimde olmadan
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,8bin okunma
Reklam
372 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Platon’un Devlet’i Siyaset Felsefesi içerisinde önemli ütopyalardan biri. Ancak Civitas Solis, Nova Atlantis gibi diğer ütopyalardan ayrılan yanı, önemli ölçüde eğitici bir metin olarak da karşımıza çıkması. Platon bu metni, hocası Sokrates ve halkın arasındaki diyaloglar şeklinde kurgulayarak, 10 bölüm halinde yazmış. Bu açıdan biraz
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,5bin okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
Dinleneceğiz!
Olayların bir çiftlikte geliştiği dört perdelik bir oyun. Temel bir kaç sorun ele alınıyor, bunları derleyeceğim kendimce: 1. Statü her zaman hak edilmiş değildir. Ya da şöyle demek de uygun; yüksek statüde/bilgin olarak gördüğümüz, bilgide otorite kabul ettiğimiz kişilere çok yakından bakınca onlara dair inançlarımız sarsılabiliyor. Bu tam
Vanya Dayı
Vanya DayıAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
7/10 puan verdi
nova atlantis
Siyaset Felsefesi tarihindeki en iyi ütopya diyemem ama Bensalem ve Süleyman Evi topluluğu gayet ilgi çekici. Bilimin üzerine kurulu, din ve erdemi de yanına çok önemli konular olarak alan bir düzen olması en güzel yanlarından. 1624’te yayınlanmış bir kitapta bu kadar bilimsel konunun ele alınması epey şaşırtıcı.. Ayrıca ben mi zorlama bir yorum getirmeye çalıştım bilemiyorum ancak minerallerle olan çalışmaları, şimşek, yıldırım modellerini yapmaları, sinek vb. canlıları üretmeleri bana 1953 yılında yapılan Miller-Urey deneyini çağrıştırdı. Bu bağlamda kitap, eminim bir çok bilimsel çalışmaya ön ayak olmuştur. Tamamlanmış olsaydı sanırım daha etkili ve sağlam bir ütopya olabilirdi. Ütopya halkının her ne kadar hoşgörülü oldukları belirtilse de ırkçılık, din ayrımcılığı ve cinsiyetçilik çok inceden, hafifçe hissedilebilir fakat her ütopyanın bir çatlaktan sızıntı veren yanı vardır sanırım.
Yeni Atlantis
Yeni AtlantisFrancis Bacon · Kabalcı Yayınevi · 20112,460 okunma
96 syf.
3/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Civitas Solis felsefede okumuş olduğum, “ütopya” tanımına en uygun ülke. Eğer bu ülkenin insanlarının birer programlanmış robotlar olmadığını, duygudan yoksun olmadıklarını varsayıyorsak, olmayan ve olmayacak bir düzen bu. Thomas More Utopia’sı yanında çok çok zayıf kalan, tutarsızlıklar içeren bir eser. Hapishanedeki birinin tuhaf sayıklamaları... Bir sayfasında bilim derken, diğer sayfasında kehanetlerden bahsetmeleri.. Bir yandan akıl derken diğer yandan öfkesi dinsin diye Tanrı’ya adak olarak insan sunmaları.. bir yandan malların ortaklığından bahsederken kadınların da ortaklığından bahsedilmesi, alt metin olarak kısır kadınların aşağılanması, türün korunması adı altında yapılanlar vs. Şu ana kadar okuduğum en zayıf temelli, gelgitler içeren, sosyalizm bir yana insan özgürlüğünü bir anlamda kısıtlayan, en mekanik ütopya...
Güneş Ülkesi
Güneş ÜlkesiTommaso Campanella · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 20193,469 okunma
Reklam
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşüş, Albert Camus’un Nobel edebiyat ödülünü almasında en etkili olmuş kitap olarak anılıyor. Bu kitabı okuduktan sonra Camus’nun en ünlü kitabının nasıl Düşüş değil de Yabancı olduğuna şaşırmıştım. “Yabancı”daki Meursault ne kadar tuhaf ve bizden uzaksa “Düşüş”teki Clamence o kadar gerçek ve tanıdık. İkiyüzlülük, hırs, ben-ben-ben duygusu… İyilik dediğimiz davranışları sorgulatıyor, bu davranışların maskesini kaldırınca altında kendimize olan hayranlığımız çıkıyor belki. Ve “yargılanmamak için yargılamaya koşanlar” diyor, sosyal ağlarla çevrili modern insanın özeti bu olabilir. Ufacık bir kitap, her sayfasında duraklatan, büyük felsefe, harika tespitler içeriyor.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
139 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın eleştirideki cesareti ve hayal gücü, kitabın akıcılığı açısından okumaya değer bir kitap. Jose Saramago’nun bir konuşmasında söylemiş olduğu şu çok sevdiğim sözü bile onun ahlaki farkındalığını gösteriyor, "Kayaların yapısını incelemek için başka bir gezegene araçlar gönderebilecek kapasitede olan bu şizofren insanlık, milyonlarca
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811,1bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
mutluluk=kaşıntı
Şiirleri ile tanıdığımız Melih Cevdet Anday’ın tiyatro oyunu. İsim yok, sadece iki kişi; kadın ve erkek. Tek bir mekan; bir ev. Diyalogları birbirinden bağımsız ama her bağımsız diyalog birbiriyle ilişkili. Birbirlerine kurdukları her cümle gerçek de olabilir uydurma da… Birbirlerini yeni tanıdıklarını sanıyoruz ama eski bir tanışıklık da olma
Mikado’nun Çöpleri
Mikado’nun ÇöpleriMelih Cevdet Anday · Everest Yayınları · 20211,510 okunma
159 syf.
8/10 puan verdi
Bitki biyolojisini ayrıntılı çalıştığım şu sıralar bir yandan da bu kitabı okumaya başlamıştım. Çalışmalarımı keyifli bir dille desteklemiş oldu. Tropizma, Nasti gibi temel bitkisel tepkileri biraz romantize ederek, aynı zamanda insan vücudu ile özdeşim kurarak anlatmış yazar. Bitkilerin gördükleri, kokladıkları, bildikleri gibi sinir sistemi
Bitkilerin Bildikleri
Bitkilerin BildikleriDaniel Chamovitz · Metis Yayıncılık · 2021868 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
nesli tükenmiş bir tür: homo doloris* (acı çeken insan)
Palyatif genellikle tıpta kullanılan bir terim olarak, “mantoyla örtmek”, “üzerini örtmek” anlamlarını karşılıyor. Kitap, algofobiye (acı korkusu) sahip, umutsuz bir hastalığa yakalanmış ve tek derdi acılarının üzerini örtmek olan, hayatı ıskalamış bir ‘ölememişler’ toplumunu konu alıyor. Modern psikologlar bize seslenir “olumsuz anıları,
Palyatif Toplum
Palyatif ToplumByung-Chul Han · Metis Yayınları · 20241,835 okunma
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
“Okuma yazma bilmeyen birinin meydan okuması”
40 sayfaya tüm derinliğiyle koca bir hayat nasıl sığdırılır… Küçük yaşlardan itibaren eline ne geçerse okuyan ve ruhunun varlığını yazmak ile ortaya koyan birinin başka ülkeye göç ederek “Okumaz Yazmaz” birine dönüşmesi. Agota Kristof’u ilk defa okuyorum ve bu kadar sade bir yazım dili ile böylesine manyetik etki oluşturması beni inanılmaz
Okumaz Yazmaz
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,045 okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Temet Nosce; “Kendini tanı/ Kendini bil.” diyerek başlanan bir yolculuğun devamı Sapere Aude; “Aklını kullanma cesareti göster!” ile devam ediyor. Yazarın nörolojik bilgileri sunma şeklini ve birçok açıdan duruşunu beğenirim. Bu kitap daha çok ergenlik çağındaki gençler için yazılmış bir kitap ancak eğitimciler ve ebeveynlerin de okuması
Dünyanın En Yalnız Beyni
Dünyanın En Yalnız BeyniSerkan Karaismailoğlu · Ortapia Yayınları · 20231,097 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Senelerdir ülkemizde ve birçok ülkede PISA sonuçları baz alınıp ani, yüzeysel ve sürekli yap-boz parçasını denemek gibi oyuna dönüştürülen politikalar uygulandı. Oysa yazar “Eğitim alanında yapılacak değişiklikleri aceleye getirirseniz, her şeyi berbat edersiniz.” diyor ve bununla birlikte PISA sonucu değil, öğrenciye hayata dair bir şeyler öğretmenin önemini belirtiyor. Ülke çapında eğitimi geliştirmek, siyaset politikalarına alet edildiği, diğer ülkelerin sistemlerini irdelemek yerine olduğu gibi kopya edildiği ya da ekonomik eşitsizlikler artırıldığı sürece bizim ülkemizde çok zorlaşıyor. Kitaptan birkaç öneri: -Geleneksel eğitimden çıkıp, çoklu zeka, işbirlikli öğretim, probleme dayalı, proje tabanlı öğretime geçiş. (Bu kavramlar yıllardır ülkemizde sadece akademik çalışma olarak geçiyor, uygulaması yetersiz.) -Öğretmene değer ver ve gelişimini akademik eğitimini destekle. -Çok ödev veya hiç ödev değil, az ders saati ya da çok ders saati değil, nitelikli eğitim. -Öğrenciye teneffüs ve rahatlama alanı tanı. -Standartlaştırılmış sınav ağırlığını azalt.
Eğitimde Finlandiya Modeli
Eğitimde Finlandiya ModeliPasi Sahlberg · Metropolis Yayınları · 2018896 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Anne/baba ve çocuk davranışları farklı durumlar üzerinden örneklendirilerek ebeveynlere kendilerine dışardan bakma fırsatı sunulmuş. Bu kitap tavsiye üzerine kurulu çocuk psikolojisi kitaplarından ayrılıyor; kitapta tavsiyeler yok, durum örneklemeleri var. Freud’un tavsiye isteyen bir anneye söylediği “Ne isterseniz yapın, nasıl olsa kötü olacak.” cümlesi ile de ilişkilendirilerek tavsiye kitabı olmadığı belirtiliyor. Özellikle annelerin kendilerine değer katma amacıyla çocuklarından yararlanma isteğinin olabileceği vurgusu çok yerinde bir tespit. “O parlasın ki ben de onunla birlikte parlayayım” düşüncesi ile anneler çocuklarını nesne yerine koyabiliyor. Bunu fark eden çocukların da nesne olmaktan çıkmak için olumsuz davranış kalıpları geliştirebileceğine hatta annenin nesnesi olmamak için cezayı bile yeğleyebileceğine değiliniyor; eğitimci olarak bu duruma çok defa şahit olabiliyorum. Bu bağlamda yol gösterici bir kılavuz olarak değil fakat farkındalık ve kendi davranış kalıplarını sorgulamak için ebeveynlerin kitabı okuması faydalı olabilir.
Freud'a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu - Ana Babalara Notlar
Freud'a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu - Ana Babalara NotlarCatherine Mathelin · Kitap Yayınevi · 2003225 okunma
752 syf.
·
Puan vermedi
·
53 günde okudu
Görsel algı ve imgeleme ile ilgili bir doktora dersim kapsamında çok büyük zevkle okudum. Yalnızca psikoloji alanına özgü bir kitap değil, odağı insan olan tüm bilimlerde kaynak olarak kullanılmalı. Bir öğretmen olarak gerek görsel sunarken gerek öğrencilere sunulan metinlerde veya örneklemelerde bilişsel gelişimin nasıl destekleneceği konusunda fikrimiz olsa da bu bilişsel süreçlerin iç mekanizmasını derinlemesine öğrenmek değerli bir kazanım oluşturdu.
Bilişsel Psikoloji
Bilişsel PsikolojiE. Bruce Goldstein · Kaknüs Yayınları · 2013113 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
“Mutluluk kolay değil: İçimizde bulmak zor, başka yerde bulmaksa imkansız.” diyerek mutluluk, kendine yetmekle ve sağlıklı olmakla eş tutuluyor, mutluluk arayışına çıkmanın çoğunlukla hayal kırıklığı ile biteceğini söylüyor Schopenhauer. Çünkü mutluluk dışsal sebeplere bağlı değil fakat bu alan, Stoacılık kadar ileri taşınmadan ya da Makyavelist kafayla ahlaki değerlerden kopacak kadar ben duygusunun amaçlarına da odaklanmadan, iki uç değerin arasında kalıyor. Hacmi küçük, içeriği büyük, okuması keyifli bir kitap.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013bin okunma
Reklam
70 syf.
·
Puan vermedi
Nietzsche, Rilke ve Freud gibi devleri kendisine hayran bıraktıran bir kadın olan Salome.. Ve Salome diyince ardından hemen Tomris Uyar gelir aklıma Edip Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar'ın hayran olduğu kadın.. Femme Fatale tabiri bu kadınlar için ne kadar uygun bilmiyorum ama ortak özellikleri aşkta bile bağımsız olmaları, güçlü olmaları, öğrenmeye üretmeye olan aşkları. Belki bu kadınların üretkenlik sevdası o büyük yazarlara, şairlere ilham oldu ve bugün hepsinin adı listelerin başında geliyor. Feminizm veya herhangi bir -izm taraftarı değilim ancak bu güçlü kadınları şu önemli adamların isimlerini söylemeden anamıyoruz ne yazık ki.. Kim bilir belki de bu kadınların verdiği ilhamla bu adamlar bu kadar önemli.. Feniçka'yı okurken sıradan bir novella okuyacağımı sanmıştım ama beni düşündüren bir kitap oldu. İki kadın profili karşılaştırılmış; ürkek ve cesur. Ama görüyoruz ki cesur kadın içinde bile korkunun gölgesi geziyor. Üzerine çeşitli yorumlar yapılabilecek, savunanı da yereni de olabilecek ilginç bir kitap..
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,7bin okunma
167 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğumuz çoğu kitapta dışarıyı seyrediyoruz. Engin Geçtan benim içimi seyretmeme yardımcı oluyor, hem de içime karşı da astigmatlı bakan gözlerimde bir nebze bulanıklığı gideriyor :) O yüzden her cümlesi bir hazine. Bu kitaplara geç kalmış olma hissiyle birlikte, aslında daha iyi anlayabileceğim doğru zamanda ulaştım sanırım. Kaos Kuramı’yla Sinan Canan ile tanışmıştım, burada tekrar karşılaşmak hoşuma gitti. Okuması biraz yorucu bir kitap ancak uzun zamandır böyle farklı bakış açan bir kitap okumamıştım. Bir psikiyatri uzmanı kuantum fiziğini nasıl böyle güzel ve hayatla ilişkili anlatabilir.. Üniversite’de klasik fizikten hep kalmış ve hiç sevememiş, modern fiziğe ise hep ilgi duymuş biri olarak, klasik fiziğin eleştirilmesi hoşuma gitmedi değil, bana imkan verilse yerden yere vururdum :) Tüm olguları hem atomik boyutta hem de bir bütün olarak algılayabilmek açısından farklı yönde -pencere olmasa da henüz- bir perde açılmış oldu bana. Ve hayatla ilgili diğer pek çok kavramlara, beklentilere, hayata katılabilme cesaretine..
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,025 okunma
680 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
675 sayfalık ‘şikayet’.. “Karamsar değilim, hüzünlüyüm” diyen Pessoa ile her sayfada kendimizden bir parçayla karşılaşmak mümkün. Kendimde hep huzursuzlukla hissettiğim pasif kalıp “hayata seyirci olma” durumunu Pessoa çok güzel açıklıyor ve tek dileği olarak kabul ediyor. Kısacası huzursuz zihinlerin içindeki hıçkırıklar bu cümleler. Tabi daha da huzursuzlaştırıyor. Huzursuzluğu legal hale getiriyor :) Çok önceleri yeterince huzursuz olmadığım bir dönemde başladığımda cümlelerin içine girememişim, 2.başlayış bambaşka oldu. Zaman, yer, zihin, ruh, belki yaş seçen bir kitap, her zaman kapısını açmıyor sanırım.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,4bin okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
Jung ve Freud ile birlikte psikolojinin üç büyüklerinden sayılan Adler, çocuk eğitiminin nasıl hassas noktalarının olduğunu çok güzel anlatmış. Özellikle bu bölümden faydalanmaya çalıştım. Aslında eğitimde ‘Birincilik ilkesi’ ile çocuklarımıza nasıl zarar veriliyor, iyi birey olamamaya nasıl temel oluşturuluyor daha iyi anladım. Çocuğun dünyasına girip anlayıp, onların erişkinliklerinde oluşturabilecekleri kişilik özelliklerini tanımlamak için de ipucu vermiş. Bu sebeple özellikle eğitimciler ve ebeveynler için tavsiye edilen kitaplardan biri. Çocukluk izlenimlerinin insan yaşamında etkisinin hiçbir zaman kaybolmadığı, her insanda bulunan ve çoğunda maskelenmiş güçlülük ve üstünlük amacı ne kadar büyükse o kadar büyük karakter sorunları ortaya çıktığı belirtilmiş. Davranışların temelini anlamak için öğretmen ya da ebeveyn konumunda eğitimcilere yol gösterici bir kitap olabilir.
İnsanı Tanıma Sanatı
İnsanı Tanıma SanatıAlfred Adler · Say Yayınları · 20204,364 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Sevgi ediminden çok, sevilme/sevilir olma meselesine takılı kalan, sevgiyi dar kapsamlı düşünen sağlıksız insanlarız. Sevmek, sevilmekten önemlidir diyor oysa Erich Fromm. Anne-baba, kardeş vs. değil, tüm dünyayla bağlantılı bir tutum olarak sevgiye değiniyor. Sevgiyi hayatında durup beklediğin ve aniden varolan bir mucize olarak değil, bir eylem olarak gör diyor bir nevi. Yaşamdaki tüm sorunların sevgisizlik veya sevginin yanlış yöneliminden kaynaklandığını düşünen biri olarak, sevgiyi ‘insanın varoluş sorununa tek tatmin edici cevap’ olarak gören bu kitabın herkes tarafından okunması gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar hümanizm etkisi baskın olsa da Freud’un libidocu sevgi anlayışını yüzde yüz doğru kabul etmeyen bir düşünce okumak iyi geldi.
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202018,4bin okunma
239 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bebeklik döneminde kazanılmaya başlanan güvenli, kaygılı, kaçıngan bağlanma çeşitlerinin oluşumunda sadece anneyle ilişkinin değil hem genler hem de yaşantıların etkili olduğunu çeşitli araştırmalarla destekliyor. Kazanılan güvensiz bağlanma çeşidinin nasıl güvenliye dönüştürülebileceği konusunda rehberlik ediyor. “Aşkı bulmanın bilimsel yolu” komik bir tabir, kitabın bu alt başlığını beğenmedim, sırf bu yüzden uzak durabilirdim kitaptan, ancak böyle bir iddiayı gerektiren bir içerik yok. Güvenli bağlanma içeren ilişki örnekleri veriyor, ilişkide kendini ve partnerini bağlanma tipi konusunda iyi analiz edebilmek ve yanlış ilişkiden erkenden, kolayca çıkabilmek için bilimsel veriler ve deneyimler yoluyla analizci bir bakış açısı sunuyor. Son yarısı biraz tekrarlar içeriyor.
Bağlanma
BağlanmaAmir Levine · Aganta Kitap · 20182,912 okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Bursa.. Bursa’da zaman! Beş şehir içinde ruhuma en dokunan, nasıl bittiğini anlamadığım, tadı damağımda kalan bölüm, benim de gözümün nuru Bursa. Sadece bu bölüm için bile kusursuz bir kitap. Bursa sevgimden ve aşinalığımdan sıyrılıp da diğer şehirleri inceledim ancak hiçbiri beni bu kadar içine almadı, çok sevdiğim İstanbul bile. Şehirler için anlatılanın dışında öyle güzel kurulmuş cümleler, seçilmiş kelimeler, tasvirler var ki Tanpınar yalnızca yazmamış, sanki tablo çizmiş, boyamış. Hele ki Bursa’yı eski masal sultanlarına benzetip, önce kendisine ortak tutulan Edirne’nin sonra da İstanbul’un tercih edilmesine Bursa’nın üzülüp ağladığını tasvir etmesi öyle güzel ki.. Zor ilerleyen ancak yazma sanatı nedir gösteren bir kitap.
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,3bin okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
“ve kapılar kapalı”
“Yaşamaya devam et! diyorsun ha? Ben dışarıda, kapıların dışındayım, yine dışında. Dün gece kapıların dışındaydım. Bugün yine dışında. Ben daima kapıların dışındayım. Ve kapılar kapalı.” Savaştan dönenin savaşı bitmiyor. Savaşa marşlarla, sevgi gösterileriyle gönderilip, dönüşte açık kapı bulamamak, bilmem kaç gecedir hayalini kurduğun tüm kapıların dışında kalmak, dışında bırakılmak… Çaresizliği, soğuğu, umutsuzluk içinde umut arayışını, geceleri aydınlık ve sıcak pencerelere karşı açıkta, dışarıda olmanın hissini çok şiddetli aktarmış Borchert. Okuduğum antimilitarist sayılabilecek kitaplar arasında en sarsıcı olanıydı. Benim açımdan Gecenin Sonuna Yolculuk’un önüne bile konulabilir bu az duyulmuş kitap.
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Bir sayısal ders öğretmeni olarak kitapta “sayısal” ders çalışmaya özel pek dikkate değer öğretici bir şey bulamadım. Pomodoro tekniği, Aralıklı Tekrar, dağınık modda beynin arka planda çalışmasıyla çözülen zor sorular, uykudan önce tekrar, doğru nefes ve nefese odaklanma gibi çoğu eğitimcinin çok eskilerden beri bildiği şeyler anlatılmış.
Sayısal Zeka
Sayısal ZekaBarbara Oakley · Pegasus Yayınları · 202088 okunma