nurcan

nurcan
@nrcnkrmc
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
✹ Dünyadaki en değerli varlığım annemdir. kitap okumayı seviyorum Doğa aşığı✓
Mezopotamya
55 okur puanı
Mart 2024 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Daracıktır kûçeler, labirent gibidir. Serap'ı ilk orda gördüm, labirentin içinde.
Sayfa 21 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Reklam
Biz "sokak" a Kürtçe de "kûçe" deriz.
Sayfa 21 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Ben serap'ın leylan olduğunu iş işten geçtikten sonra anladım.
Sayfa 21 - Dipnot Yayınları 1. Baskı 2020/AnkaraKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Adını "Leylan" koysalardı onu ilk gördüğüm anda kavuşamayacağımızı anlardım mutlaka.
Sayfa 21 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/ AnkaraKitabı okudu
Serap'ın Kürtçesi "leylan" dır.
Sayfa 21 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Reklam
Hey Allahım, ne ıstıraptı benim için.
Sayfa 20 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Öğretmene kalsa ben komple "kîr" den ibarettim.
Sayfa 20 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Ben de sanki gerçekten elimde "kîr" varmış gibi utanarak masanın altına saklardım...
Sayfa 19 - Dipnot Yayınları 1. Baskı,2020/AnkaraKitabı okudu
Ve öğretmen bunu sürekli yüzümüze vururdu: "Kudret ellerin niye bu kadar"kîr" li, yıkamadan mı geldin?" Cümlede "kîr" geçince büsbütün kafamız karışırdı. Bütün sınıf bana döner, elerimdeki "kîr" i görmeye çalışırdı.
Sayfa 19 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Her şey bir yana bizi en çok zorlayan şey "kir" sözcüğüydü. İki dildeki anlamı o kadar farklıydı ki okul denen şeye bakış açımız değişmişti. İşin kötüsü hepimiz yoksul, bazılarımız kirliydik.
Sayfa 19 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Reklam
Nefret ederdik kendimizden, konuştuğumuz dilden. Kürtçe konuşuyor olmak bir akıl hastalığıymış gibi iyileştirmeye çalışırdık kendimizi.
Sayfa 19 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Dersler katlanılması imkânsız bir işkenceye dönüşürdü. Yeryüzünde okul okuyan herkesin benzer işkencelerden geçtiğini zannederdik. Okul okuyan insan gözümüzde bir başka büyürdü.
Sayfa 19 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Kimse zayıftan aşağlanandan yana olmak istemezdi.
Sayfa 17 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Türkçe bilen tek kişi öğretmendi. Kürtçe Türkçe karışık verdiğimiz her saçma cevaptan sonra aşağlanırdık. Esmer kulaklarımızdan tutulur, siyah başımız kara tahtaya çarpılırdı. İçimizden sayardık her çarpmayı; yek, du, sê, çar... Sayı saymayı böyle böyle öğrendik.
Sayfa 17 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/AnkaraKitabı okudu
Okulu seviyorduk, sınıfı değil. Sınıf boğucuydu, ürkütücüydü. Kendimizi yabancı hissettiğiz, aşağlandığımız yerdi. Dışarıda kendi dilimizde bize sorulan her soruya çocuk aklımızla ve kendi dilimizle bülbül gibi cevap verirken, sınıfta dut yemiş bülbüle dönerdik. Öğretmenin söylediklerini anlayıp cevap verebilmek için çok çabalardık. Anlayamazdık ama; sınıfta Türkçe bilen tek kişi öğretmendi.
Sayfa 16 - Dipnot Yayınları 1. Baskı, 2020/ AnkaraKitabı okudu
448 öğeden 331 ile 345 arasındakiler gösteriliyor.