N.

Bu günlerde dışarıda kimse hiçbir şeyin güzelliğini ya da ilginçliğini fark edebilecek kadar hayata yabancılaşmıyor.
Reklam
Bir şeyin korkusunu salmak, o şeyi yapmaktan daha çok yıpratır insanı.
Kaderi anlamak, onu değiştirmeye çalışmaktan daha soylu bir uğraş sanki.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
-Bütün dediklerinizi yapıyorum. Bu yetişmez mi? İnanmağa ne lüzum var? -Hiçbir şey yapmayın, yalnız inanın, bu bize yeter...
Reklam
Talih herhangi bir adam gibi yaşamama imkan vermemişti. O halde muvaffak olmam için daha cesur, daha atılgan ve daha kayıtsız, insanlarla münasebetinde daha dişli bir adam olmalıydım.
Saatleri ayarlama enstitüsü her şeyden evvel kendisine inanılmağa muhtaçtır.
İnsanlar saatlerini ceplerinde gezdirdikleri, onu güneşten ayırdıkları zaman medeniyet en büyük adımını attı. Tabiattan koptu. Müstakil bir zamanı saymağa başladı. Fakat bu kadarı kafi değil. Saat zamandır, bunu düşünmemiz lazım!
Dostum, işler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar icat eder. Biz de bunu icat ettik. Bunu bizden evvel kimsenin düşünmemesi veya başka şekilde düşünmüş olması müsbet olmasına mani midir, sanıyorsunuz?
Üç dakika üzerinde düşünmek her işi gülünç yapabilir. Herhangi bir şeyi mantığın dışına çıkarmamız için ona biraz dikkat etmemiz kafidir.
Reklam
Saymak bizi daima aldatır. Gülünç ve eksik neticelere götürür. Zaten herhangi bir şeyi saymanın imkanı yoktur. İnsan tek bir hal olsa istatistik denen bir şeye inanırım. İnsan karışıktır, durmadan değişir.
Fakat saadet telakkimiz niçin hayat şartlarımıza göre olmasın?
Bir işim vardı, fakat yapacağım iş yoktu. Bu yeni vazifem öbürlerine hiç benzemiyordu. İnsanlarla, hayatla hiçbir alakasını bulamıyordum.
Kendimi hayata yeniden başlamış sanıyordum. Ve bu hisle dünyanın en muntazam insanı gibi yaşıyordum. İçimde müthiş bir gayret uyanmıştı. Dağlar devirmek istiyordum.