Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yanına bile varamadınız bu güzelliğin
"Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir, Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme. Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş. Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme…" | Hafız-ı Şirazi
Baldassare ve Meymûn
İnsanların ikiye ayrıldığını söylemişti Meymûn: Dünyanın sonunun yakın olduğuna inananlar ve bundan kuşku duyanlar -- o ve ben, bu sonunculardandık. Bense insanların, dünyanın sonundan korkanlar ve onu isteyenler diye de ikiye ayrıldığını söyleyerek yanıtlamıştım onu; birinciler tufan ve büyük felaket sözcüklerini kullanıyorlardı dünyanın sonundan söz ederken; ikinciler yeniden doğuş ve kurtuluştan dem vuruyorlardı... Sonra Meymûn, ''Acaba, dedi, Nuh zamanında da insanlar Tufan'ı alkışlayanlar ve ona karşı olanlar diye ikiye ayrılmışlar mıdır?'' Ve gülmeye koyulduk; o kadar ki katırlarımız bile ürktü.
Sayfa 81 - BaldassareKitabı okuyor
Reklam
Ruhumdaki fırtınalar Merih'i usandırdı, Nuh'a haber eyleyin de gelsin de tufan görsün...
Ozan Emekçi
Ozan Emekçi
Neden hep dağlar?
Aslında dağlar varlığın sırrını arayanları hep kendilerine çekmişlerdir. Yaşadıkları çağın acılarından,zulümlerinden,çözümsüzlüklerinden bir çıkış yolu arayan insana önce dağlar gözükmüş, mesaj ve anlam yüksek yerlerde aranmıştır. Herkesin yürüdüğü yolda yürümeyip,kendi yolunu arayanların ilk menzili dağlar olmuştur. Hz. Musa'nın ilahi tecelliye mazhariyeti Tur-i Sina'da olmuş,Hz. İsa Tin Dağı'nda,Hz.Nuh'un yolculuğu tufan sonrası bir dağın başında noktalanmış,Ashabı Keyfi bir dağ mağarasında zulümden korunmuş ve yine yeryüzüne inen Hz. Adem'e ilk rahmetin indirilişi de bir dağda olmuştur. Kendi elleriyle kurduğu medeniyetin içinde ipek böceğini kozasının içinde sıkışması gibi nefes alamaz hale gelen ve bu medeniyetin gürültüsünden kendi sesini duyamayan günümüz insanı da kendisiyle yüzleşmeye,özgürleşmeye,içsel arayışlarının cevabını oralarda bulmaya ne kadar da muhtaçtır.
Soy ağacını da bilmek gerek diğer kaynaklardan ...
insanoğlunun Tufan'ı izleyen üç dal hâlinde bölünüp büyümesi olarak kayıtlara geçirmiştir. Nuh'tan gelen ve onun üç oğlu ardınca adlandırılan bu halklar ve ülkeleri; Mezopotamya ve Yakın Doğu topraklarında yaşayan Sam; Afrika ve Arabistan'ın bazı kısımlarında yerleşen Ham ve Anadolu, İran, Hindistan ve Avrupa'daki Hint-Avrupalılar olan Yafet halklarıdır
Enlil / İbrahim
MÖ 2800 civarında Sümer yazısı o kadar rafine edilmişti ki hayatlarının çeşitli alanlarında kullanılıyordu. Söz konusu döneme ait kil sikkeler ve üzerinde çivi yazısı bulunan diğer nesneler keşfedildi. Eski Ahit/Tevrat, Enki şiirindeki Sümer şehri Dilmun ve Yahudi Cenneti haline gelen Ninursag gibi birçok Sümer mitolojik durumunu, olayını ve
Reklam
Tufan ile bu kavmin helak edilmesi, onların Allah Teâlâ'nın azabını inkâr etmelerinin neticesidir. Nitekim"Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit edip durduğun şeyi getir"demişler ve Hz. Nuh (a.s) da "Onu dilerse ancak Allah getirir, siz Allah'ı aciz bırakamazsınız" (Hûd, 10) diye cevaplamıştır. Sonra da Cenab-ı Mevla'ya kavmi ile arasındaki hükmü vermesi, müminleri kurtarması için dua etmiştir. Allah Teâlâ da kudret ve azametiyle inkârcıları helak etmiştir.
Sayfa 13 - Ali Sözer - Peygamber KıssalarıKitabı okudu
Hz. Adem döneminde kadın ve erkek olarak iki tür olan insanoğlu, Hz. Nuh'tan sonra çok çeşitli uluslara ve kavimlere ayrılmış oldu. Sayıları çoğalan insanlar, belli bölgeleri mesken edinip bugünkünden farksız bir biçimde ortak yaşam ve kitle yönetimi, yasama ve adalet, gelir ve vergilendirme, rekabet ve savaş gibi konuları kendilerince çözüp, başarılı şehir devletleri kurdular. Allah, Tufan'dan sonra yeryüzüne yayılan topluluklara birer peygamber gönderdi." Bu peygamberlerin bir kısmı Kur'ân-ı Kerim'de yer almıştır. Hz. Nuh sonrası örnek olarak sunulan Peygamberlerden ikisi de Hz. Hûd ve Hz. Salih'tir. Hz. Hûd, Ad kavmine, Hz. Sâlih de Ad kavmi helak olduktan sonra ortaya çıkan Semûd kavmine gönderilmiştir. Son kitabın indiği Hicaz bölgesinin güneyinden ve kuzeyinden iki misal veren Allah-u Teâlâ, vahyin ilk muhataplarına önce ilk insanı, sonra ilk isyanı anlattıktan sonra üçüncü olarak, meseleyi zaman ve zemin bakımından kendilerinden çok uzak görmemeleri için, bu iki yakın örneği vermiştir. Birbiri ardına gelen ve kendilerinden daha güçlü bir yapının olmadığını düşünen bu toplumların ilerlemeci ve tarihin son örneği oldukları yanılgısı bu misallerle bertaraf edilmiştir. Kendilerinden önce gelen ve onlardan daha güçlü olan toplumların helak olmaları onlara hatırlatılmıştır. [Sorularla İslam'ın Kısa Tarihi kitabından]
"Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir, Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme. Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş. Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme…" Hafız-ı Şirazi
Gam Yeme Kaybolan Yusuf döner Kenan’a bir gün; gam yeme. Gör şu mahzun ev olur tekrar gülistan; gam yeme. Ey gönül, işler düzensizlikten elbet kurtulur, Dertliler kalmaz perişan böyle her an; gam yeme. Gerçi birkaç gün felek sapmış gider, hep ters yöne, Her zaman arzuna dönmez çünki devran; gam yeme. Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir, Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme. Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş. Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme… Hafız-ı Şirazi
Reklam
Geceye Şiir Geçmişten..
Gam Yeme Kaybolan Yusuf döner Kenan’a bir gün; gam yeme. Gör şu mahzun ev olur tekrar gülistan; gam yeme. Ey gönül, işler düzensizlikten elbet kurtulur, Dertliler kalmaz perişan böyle her an; gam yeme. Gerçi birkaç gün felek sapmış gider, hep ters yöne, Her zaman arzuna dönmez çünki devran; gam yeme. Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir, Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme. Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş. Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme… Hafız-ı Şirazi
Sarhoş bir halde Nuh'un gemisinde uyumuşsun; tufan gelir çatarsa ne gam sana.
Sayfa 181 - 6. Cilt
Gam Yeme Kaybolan Yusuf döner Kenan’a bir gün; gam yeme. Gör şu mahzun ev olur tekrar gülistan; gam yeme. Ey gönül, işler düzensizlikten elbet kurtulur, Dertliler kalmaz perişan böyle her an; gam yeme. Gerçi birkaç gün felek sapmış gider, hep ters yöne, Her zaman arzuna dönmez çünki devran; gam yeme. Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir, Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme. Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş. Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme… Hafız-ı Şirazi
Nuh Tufan'ı bile sonunda dinmemiş miydi? Öfkeyle kabaran suların altında kalan köhneleşmiş hayat sürgün vermiş, yeni bir hayat doğmuştu. Sonra yeniden filizlenen hayat büyüdükçe eskisine benzemişti. Başlayan her şey biter. Yaşamın hem en umutlu hem de en trajik döngüsüydü bu.
545 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.