Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Baldassare ve Meymûn
İnsanların ikiye ayrıldığını söylemişti Meymûn: Dünyanın sonunun yakın olduğuna inananlar ve bundan kuşku duyanlar -- o ve ben, bu sonunculardandık. Bense insanların, dünyanın sonundan korkanlar ve onu isteyenler diye de ikiye ayrıldığını söyleyerek yanıtlamıştım onu; birinciler tufan ve büyük felaket sözcüklerini kullanıyorlardı dünyanın sonundan söz ederken; ikinciler yeniden doğuş ve kurtuluştan dem vuruyorlardı... Sonra Meymûn, ''Acaba, dedi, Nuh zamanında da insanlar Tufan'ı alkışlayanlar ve ona karşı olanlar diye ikiye ayrılmışlar mıdır?'' Ve gülmeye koyulduk; o kadar ki katırlarımız bile ürktü.
Sayfa 81 - BaldassareKitabı okuyor
Neden hep dağlar?
Aslında dağlar varlığın sırrını arayanları hep kendilerine çekmişlerdir. Yaşadıkları çağın acılarından,zulümlerinden,çözümsüzlüklerinden bir çıkış yolu arayan insana önce dağlar gözükmüş, mesaj ve anlam yüksek yerlerde aranmıştır. Herkesin yürüdüğü yolda yürümeyip,kendi yolunu arayanların ilk menzili dağlar olmuştur. Hz. Musa'nın ilahi tecelliye mazhariyeti Tur-i Sina'da olmuş,Hz. İsa Tin Dağı'nda,Hz.Nuh'un yolculuğu tufan sonrası bir dağın başında noktalanmış,Ashabı Keyfi bir dağ mağarasında zulümden korunmuş ve yine yeryüzüne inen Hz. Adem'e ilk rahmetin indirilişi de bir dağda olmuştur. Kendi elleriyle kurduğu medeniyetin içinde ipek böceğini kozasının içinde sıkışması gibi nefes alamaz hale gelen ve bu medeniyetin gürültüsünden kendi sesini duyamayan günümüz insanı da kendisiyle yüzleşmeye,özgürleşmeye,içsel arayışlarının cevabını oralarda bulmaya ne kadar da muhtaçtır.
Reklam
Soy ağacını da bilmek gerek diğer kaynaklardan ...
insanoğlunun Tufan'ı izleyen üç dal hâlinde bölünüp büyümesi olarak kayıtlara geçirmiştir. Nuh'tan gelen ve onun üç oğlu ardınca adlandırılan bu halklar ve ülkeleri; Mezopotamya ve Yakın Doğu topraklarında yaşayan Sam; Afrika ve Arabistan'ın bazı kısımlarında yerleşen Ham ve Anadolu, İran, Hindistan ve Avrupa'daki Hint-Avrupalılar olan Yafet halklarıdır
Tufan ile bu kavmin helak edilmesi, onların Allah Teâlâ'nın azabını inkâr etmelerinin neticesidir. Nitekim"Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit edip durduğun şeyi getir"demişler ve Hz. Nuh (a.s) da "Onu dilerse ancak Allah getirir, siz Allah'ı aciz bırakamazsınız" (Hûd, 10) diye cevaplamıştır. Sonra da Cenab-ı Mevla'ya kavmi ile arasındaki hükmü vermesi, müminleri kurtarması için dua etmiştir. Allah Teâlâ da kudret ve azametiyle inkârcıları helak etmiştir.
Sayfa 13 - Ali Sözer - Peygamber KıssalarıKitabı okudu
Sarhoş bir halde Nuh'un gemisinde uyumuşsun; tufan gelir çatarsa ne gam sana.
Sayfa 181 - 6. Cilt
Nuh Tufan'ı bile sonunda dinmemiş miydi? Öfkeyle kabaran suların altında kalan köhneleşmiş hayat sürgün vermiş, yeni bir hayat doğmuştu. Sonra yeniden filizlenen hayat büyüdükçe eskisine benzemişti. Başlayan her şey biter. Yaşamın hem en umutlu hem de en trajik döngüsüydü bu.
Reklam
Türkerin tarihi Nuh'un oğlu Yafes'ten başlatılıyordu. Buna göre Nuh, oğullarından Yafes'i doğu memleketlerine göndermişti. Türkler onun oğlu Türk 'ün soyundan geliyordu.
"Ruhumdaki fırtınalar Merih'i usandırdı. Nuh'a haber eyleyin de, gelsin de tufan görsün..." (Feryad-u İsyan, Ozan Emekçi)
Mobbing Bank Diyor ki;
Hun'un Oğullarına Tembihi Yeryüzünün öğreticisi olmak için, gökyüzünün seçilmiş öğrencisi olmak gerekir. Kök Ata'nın gökyüzü oğlu Hun, yeryüzü oğlu alim'di. Alimin oğlu yeryüzünde Türk soyunu devam ettirdi. Hun'un tembihi yeryüzünde töre oldu. Şeytanın oğullarının tarafına geçenler hala yasak elma hikayeleri ile
Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu:
Hattâ, Nuh Aleyhisselâmın ümmetinin öncekilerinden nice kimseler, varıp onu, seyr ve temâşâ ettikten sonra[153], Gemi, çürüyüp kül oldu. [154] Tefsir kitaplarımızdaki görüşler, böyle! Acaba, Kamer sûresinin 15. âyetindeki mutlak beyana bakılarak Gemi'nin, Cûdî Dağı üzerinde, şu veya bu şekilde mesela taşlaşmış olarak ibretli bir Mucize hâinde el'an mevcudiyeti düşünülemez mi? Ecnebî İlim ve Fen adamlarından bazılarının, Gemi'den bir kalıntı bulabilme ümidiyle ve Ahd-i Atîk'ın, Tekvin kitabının 8. babının 4. fıkrasındaki Ararat tâbirinden mülhem olarak zaman zaman gelip Ağrı dağına tırmandıklarını ve her sefe-nnde de, elleri boş döndüklerini işitiyoruz... Tırmanıp Ağrı'nın başına, Yorma gel kendini boşuna. Maksadın keşf ise Gemiyi Düş Cûdî dağında peşine. [155]
Reklam
Cümle cihan güzelleri yüzlerine ben örsün Gözlerin, balyozu oldu içerimdeki örsün Ruhumdaki fırtınalar Merih'i usandırdı Nuh'a haber eyleyin de, gelsin de tufan görsün
ÖZ-GE YayınlarıKitabı okudu
İsrail
Hıristiyanlığın dayandığı Yahudilik geleneğine bir baksak iyi olacak. Her şey Tanrı'nın dünyayı yaratmasıyla başladı. Bunun nasıl meydana geldiğini Kutsal Kitap'ın ilk sayfalarında okuyabilirsin. Ama sonra insanlar Tanrı'ya başkaldırdı. Ceza olarak sadece Adem ile Havva cennetten kovulmakla kalmadı, bir de ölüm çıktı ortaya.
Sayfa 175Kitabı okudu
"Yağmur da elbette yorulacaktı. Bir an gelecekti ve susacaktı. Nuh Tufan'ı bile sonunda dinmemiş miydi? Öfkeyle kabaran suların altında kalan köhneleşmiş hayat sürgün vermiş, yeni bir hayat doğmuştu. Sonra yeniden filizlenen hayat büyüdükçe eskisine benzemişti. Başlayan her şey biter. Yaşamın hem en umutlu hem de en trajik döngüsüydü bu."
Sayfa 132Kitabı okudu
Bilirsiniz ki Yüce Yaradan zihinleri özgür yaratmıştır. İnsan insanı zorla değiştirebilseydi, tufan yaklaşırken adeta yalvardığı inkârcı oğlu Kenan'ı Nuh Peygamber (as) gemiye bindirmeyi başarırdı. Kitaplar yol gösterseler de herkes özgürdür. Herkes Yüce Yaradan ile başbaşadır. Kimse kimsenin zihnini zorla değiştiremez.
Yaratılışcılar ve Diğer Kuşkucular
Evrime inanmayanların çoğu evrim düşüncesine dinsel inançlarıyla çatıştığı için karşı çıkmaktadır. Bunların da pek çoğu (belki de çoğu) kutsal metinleri harfi harfine ya da neredeyse harfi harfine yorumlayan Hıristiyan, Müslüman ya da (nadiren) Musevi köktendincilerdir. Hıristiyan ve Musevi köktendincilere göre evrim, onların İncil yorumlarıyla
Sayfa 525 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.