Yara
Terkettim bazı duygularımı. Nasıl yırtıp yakılıyorsa sayfalaca satır satır yazılanlar, öyle. Kaygısını, çaresizliğini taze ağacın dibine bıraktım. Kuşların bize israrla anlatmaya çalıştıklarını işitir oldum. Arkaya bakmaktan önümü göremeyince, düşüşlerim dizlerimi çürüttü. Yaramı sardım gece yarıları. Bir ses, bir eda, ayak izlerimde bir eksiklik, yokluk... Sözlerin birbirine dolaşmış hâli seyrettiğim gözlerimde. Telaşın yerini korku bırakıyor zamanın eşiğinde. Geçen her dakikası canhiraş suskunluğa şahit oluyor çocukluğumun. Saçları okşanmayan çocuk katilini aramaz mı büyüdüğünde? İçinden geçen ölü sayısını saymakla geçen bir ömrün, cenazesinde yağan yağmurun bereketini özler durur içinde. Özler durur, eksikliğini ruhunun. Mutmain olmuyor söz dinlemeyen kalbim. Ne gelecekten, ne geçmişten. İnleyen uğultu seslerine reyhan kokuları bırakan yaşlı ruhum, tüketemiyor kanayan düşüncelerini. Yarımlıktır dolmak bilmeyen. Yarımlıktır zira cana dokunan. Arzuladığın geçmişinle, korktuğun geleceğin gergefinde sallanır durur çocukluğum. Sessizce büyür büyür tükenmekte olan... Zeynep Gül
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.