1254 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20125.6k okunma
"...içinizde hastalıklı ve nazik ve fakirler bulunmasıyla, maddî sıkıntı ziyadedir. Ve buna karşı da herbiriniz herbirisine birer tesellici ve ahlâkta ve sabırda birer numune-i imtisal ve tesanüd ve taltifte birer şefkatli kardeş ve ders müzakeresinde birer zeki muhatab ve mücîb ve güzel seciyelerin in'ikasında birer âyine olmanız, o maddî sıkıntıları hiçe indirir diye düşünüp ruhumdan ziyade sevdiğim sizler hakkında teselli buluyorum..."
Onüçüncü ŞuaKitabı okudu
Reklam
"İnsanlar çocukları numune-i imtisal ittihaz edip kalblerini tasfiye edecekleri yerde onlara da kendi ihtiraslarını telkin ile saffe-i ahlakiyelerini bozarlar." imtisal :Örnek alma ittihaz :Sayma,tutma
Sayfa 259Kitabı okudu
Cenab-ı Hak insanı kâinata câmi' bir nüsha ve onsekiz bin âlemi havi şu büyük âlemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır. Ve Esma-i Hüsnâ'dan herbirisinin tecelligâhı olan herbir âlemden bir örnek, bir numune, insanın cevherinde vedîa bırakmıştır. Eğer insan maddî ve manevî herbir uzvunu Allah'ın emrettiği yere sarfetmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfa ve şeriate imtisal ederse, insanın cevherinde vedîa bırakılan o örneklerin herbirisi, kendi âlemine bir pencere olur. İnsan o pencereden, o âleme bakar ve o âleme tecelli eden sıfatla, o âlemden tezahür eden isme bir mir'at ve bir âyine olur. O vakit insan ruhuyla, cismiyle âlem-i şehadet ve âlem-i gayba bir hülâsa olur, ve her iki âleme tecelli eden, insana da tecelli eder. İşte bu cihetle insan, sıfât-ı kemâliye-i İlâhiyeye hem mazhar olur, hem müzhir olur.
Sayfa 17 - Sözler Neşriyat. San. Tic. A.ŞKitabı okudu
Ey kardeşlerim! Eğer ehl-i dünyanın dalkavukları ve ehl-i dalâletin münafıkları, sizi, insaniyetin şu zayıf damarı olan tamah yüzünden yakalasalar, geçen hakikati düşünüp, bu fakir kardeşinizi nümune-i imtisal ediniz. Sizi bütün kuvvetimle temin ederim ki, *kanaat ve iktisat, maaştan ziyade sizin hayatınızı idame ve rızkınızı temin eder. *Bahusus size verilen o gayr-ı meşru para, sizden, ona mukàbil bin kat fazla fiyat isteyecek. Hem her saati size ebedî bir hazineyi açabilir olan hizmet-i Kur'âniyeye sed çekebilir veya fütur verir. Bu öyle bir zarar ve boşluktur ki, her ay binler maaş verilse, yerini dolduramaz.
Ey kardeşlerim! Eğer ehl-i dünyanın dalkavukları ve ehl-i dalâletin münafıkları, sizi, insaniyetin şu zayıf damarı olan tamah yüzünden yakalasalar, geçen hakikati düşünüp, bu fakir kardeşinizi nümune-i imtisal ediniz. Sizi bütün kuvvetimle temin ederim ki, KANAAT ve İKTİSAT, maaştan ziyade sizin hayatınızı İDAME ve rızkınızı TEMİN eder. Bahusus size verilen o gayr-ı meşru para, sizden, ona mukàbil BİN KAT FAZLA FİYAT isteyecek. Hem her saati size ebedî bir hazineyi açabilir olan HİZMET-İ KUR'ANİYEYE SED çekebilir veya FÜTUR verir. Bu öyle bir zarar ve boşluktur ki, her ay BİNLER MAAŞ verilse, YERİNİ DOLDURMAZ.
Reklam
Kur'an'ı Anlamak İçin Söz Sanatlarını Bilmenin Önemi...
Müddessir/4. Elbiseni temiz tut. .. > Nefsini arındır! Buruc/4. Öldürüldü hendeğin (içine atılan) adamları ... > O kahrolası ashab-ı uhdud (hendek başındakiler) Tekasür/1-2. Mal çoğaltma yarışı sizi oyaladı, nihayet mezarları ziyaret ettiniz ... > Mezara girene (ölene) değin, (servet) çoğaltmakla meşgul olup durdunuz. İsra/13. Her insanın kuşunu boynuna doladık ... > Her insanın kısmetini takdir ettik. Nahl/ 1 20. İbrahim tek başına bir ümmetti...> İbrahim başlı başına bir numune-i imtisal idi. Beled/3. And olsun ki doğurucuya ve doğurduğuna .. . > And olsun ki babaya ve oğluna (İbrahim ve İsmail'e) ... Maide/20. O ki sizi krallar yaptı ... > O ki sizleri özgür kimseler (kendi kendinizin efendisi) haline getirdi.
Hamdin en meşhur manası, sıfât-ı kemaliyeyi izhar etmektir. Şöyle ki: Cenab-ı Hak insanı kâinata câmi' bir nüsha ve onsekiz bin âlemi hâvi şu büyük âlemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır. Ve esma-i hüsnadan herbirisinin tecelligâhı olan herbir âlemden bir örnek, bir numune, insanın cevherinde vedia bırakmıştır. Eğer insan maddî ve manevî herbir uzvunu Allah'ın emrettiği yere sarfetmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfa ve şeriata imtisal ederse, insanın cevherinde vedia bırakılan o örneklerin herbirisi, kendi âlemine bir pencere olur. İnsan o pencereden, o âleme bakar. Ve o âleme tecelli eden sıfatla, o âlemden tezahür eden isme bir mir'at ve bir âyine olur. O vakit insan ruhuyla, cismiyle âlem-i şehadet ve âlem-i gayba bir hülâsa olur. Ve her iki âleme tecelli eden, insana da tecelli eder. İşte bu cihetle insan, sıfât-ı kemaliye-i İlahiyeye hem mazhar olur, hem müzhir olur. İşarat-ül İ'caz - 17
150 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.