nurcan sağdıç

nurcan sağdıç
@nunu36
Tarot Usui Reiki 2 Okumak ve bir şeyler öğrenmek, ufkunu genişletip, ileriye daima ileriye gitmek heyecanı insanın özünde vardır. Öğrenme isteği ise kendine verilmiş en büyük lütuflardan biridir.
tekstil-tasarım
üniversite
istanbul
istanbul
116 okur puanı
Mayıs 2015 tarihinde katıldı
Buradan bir şahısa okuması için kitap verdim. Rica etti bulamadığını söyledi. Gönderdim geçen sene. Ve dört aydır bugün veriyorum yarın veriyorum diye yalan söylüyor. Bundan hiç hoşlanmadım. Açıkçası kitap konusun da biraz hassasım KİTAPLARIM benim tek hazinem olarak baktığım için bu konu da kimseyi affedemiyorum. Ve böyle bir isteğe karşı da artık iyi niyetle bakmayacağım kesindir.
Reklam
Yeni çıkan kitapların hiç bir eklentisi yok sanırım yenilenme olmuyor.. Okuduğum ve okuyacağım 4 kitap ekli değil..
FIONA BARTON'IN 'DUL' romanı sanırım eklenmemiş. Yakın bir zamanda eklenme durumu olur mu?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...Ve aslında hayat dediğin yaşayabildiğin kadar GÜZEL dir ..
“Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.” Lao Tzu
Reklam
Çocukluğumdan hatırlayabildiğim kadarıyla yalnızca tek bir oyun sevdim: Tartışmayı, her şey hakkında tartışmayı… Pek az yetişkin bana tahammül edebiliyordu; beni anlamaları söz konusu bile değildi. Okula gitmek hiç ilgimi çekmiyordu. Orası olabilecek en kötü yerdi. Sonunda gitmeye zorlandım, ama elimden geldiğince direndim, çünkü orada yalnızca benim ilgilendiğim şeylerle ilgilenmeyen çocuklar vardı ve ben de onların ilgilendikleri şeylerle ilgilenmiyordum. Bu yüzden hep grup dışı kaldım. Osho
Bir düşünür der ki "Ruhun güzelliği bedenin güzelliği kadar çabuk görünmez.".
Hayat yaşanarak kavranır, algılanır. Hayatı zeka ile akıl ile kavrayamayız ancak yaşamsal deneyimlerle, yaşanmışlıklarla yorumlayabiliriz. Hiç aşık olmamış birisi aşkı anlatamaz, anlayamaz. Hiç aç kalmamış biri acın halini bilemez. Hayata bakışımız, yorumlayışımız bize göredir, hayata bulunduğumuz yerden, kendi açımızdan bakarız, duyumlarız, algılarız ve yorumlarız. Kendi açımızdan yorumlarız 10o - 30o - 90o - 180o - 360o bakarız, ya da açısız bakarız. Çizgisel bakarız sabit, tekdüze bakarız. çok insan aynı açıdan ve birlikte bakamaz mı? Elbette bakar... İdeolojiler böyle oluştu... Ortak algılama, ortak görüş, yoldaşlık böyle oluştu. Bir gazeteci şöyle yazmıştı: "Oğlumun kırılan bacağından baktım hayata..."
Hayatın Anlamı ? Yaşamak ve gizemi yaşamak. İçinde yaşamak ve bir amaç bulmak ve şimdinin içinde yaşamak ! Macera ? Anı yaşayın ! Yaşlan mayın. İnsanları yargılamayın, çünkü özgür olamazsınız insanları yargılarsanız. Şimdiyi sevin, ilham verin ! Bir Delinin Röportajı
Özgürlüğü nasıl tanımlarsın: Sevdiğin şeyi yaparak . Bu... şu an ... Sevin... Şimdi .. bu tekrar eder. Bize başka tavsiyen var mı: Zaten yapıyorsun... her zaman kalbinizde kini yapıyorsunuz .. kalbinizden kaçamazsınız... çünkü hayat bir paradokstur... karışıklıklar denizidir.. o zaman sevin şimdi. Kimi Seviyorsun : Ben seviyorum... hepinizi ..şimdi Sokak Röportajın da Bir Delinin Cevaplarıdır !
Reklam
Saçım canınızı mı sıkıyor Uzamalarına izin verecegim Davranışlarımdan rahatsız mı oldunuz? O zaman onları pekiştirecegim. Ne zaman cok siddetli asagılanma altında kalsam. Kayıtsız kalmaya devam edecegim. Sonunda gercek beni bulacagım. Tiksintiye.. Utanca.. tüm bunlara ragmen Beni oldugum gibi seveceksiniz. Notre joun Viendra
“Hayatı yaşamanın iki yolu vardır: Biri hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri her şeyin bir mucize olduğunu düşünmek…” Albert Einstein (1879 – 1955)
Maneviyat, Samimiyet, Nezaket yoksunu olmuş insanlar... Herkes bir BEN tutturmuş gidiyor, Ötekine hiç aldırmadan... "İNSANLIK" ölmüş çoktan... Elde kalmış, Et ve kemikten İNSAN"...
Hayat Sana İnat Halen Gülüyorum !
13 Kadın 13 Anne 13 Emekçi Hepinize Allah Rahmet Eylesin Sabahın alaca karanlığında Otobüs dolmuş kuyruklarında Kimi uykusundan yeni kalkmış Uyku mahmuru Kimi emzikli çocuğunu Evde bırakmanın mahcubu
"Neden insanlar sürekli konuşmak zorunda? Belkide bu kadar çok konuşmamalı, hayatı sessizce yaşamalıyız. Ne kadar çok konuşursak, kelimeler de anlamlarını o kadar yitiriyor." Jean-Luc Godard, "Alfakent" - 1965
Reklam
"Yürüyen bir kadının önü kesilemez." Seza Polar (Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk kadın editörüdür.)