«Niçin Kastamonu'yu seçtiğimi bilmezsin. Dur, anlatayım. Bütün vilâyetler beni tanırlar. Ya üniforma ile yahut fesli, kalpaklı sivil elbise ile görmüşlerdir. Yalnız Kastamonu'ya gidemedim, ilk önce nasıl görürlerse öyle alışırlar, yadırgamazlar. Üstelik bu vilâyet halkının hemen hepsi asker ocağından geçmişlerdir. İtaatlidirler, munistirler. Adlan mutaasıp çıkmışsa da anlayışlıdırlar. Bunun için şapkayı orada giyeceğim.» dedi. Birkaç gün sonra gitti ve şapkalı olarak döndü. Dönüşte Ankara'ya yaklaşırken en çok Diyanet işleri Reisi Rıfat Efendi üzerinde yapacağı tesiri düşünüyor, onun kırılmasını istemiyordu. Ankara'da kendisini karşılayanları, şapkasını çıkararak selâmlarken gözü hep Rıfat Efendide idi. Rıfat Efendi, büyük bir anlayış gösterdi. O da sarıklı fesini çıkararak Gazi'yi çok sevindirmişti. Hocayı otomobiline aldı. Kendi başında şapka vardı. Rıfat Efendinin başı açıktı. Böylece şehre girildi.»