LO'ya son Mektup...
Parmağımı yontup sana bu mektubu yazıyorum Lo. İyice oku ve sonra dudaklarına dokundur bırak yansınlar... sarhoşum başım dönüyor. Zaten şarap şişelerinin burunları kanadı mı işleri tamamdır. Bir bardak dolusu, Bir bardak dolusu daha derken şişeler ölür yalnızlık kalır. Ama sen gülersen Lo her taraf aydınlanır. Dişlerin
Allah, Fatıma’nın isteğini, nurdan bir ipek üzerinde göndermişti. Bu ipek üzerinde şöyle bir yazı vardı:
“Allah, Fatıma bint-i Muhammed’in mehrini, asi ümmetine şefaat olarak kıldı.”
Beşşâr b. Gâlib el-Bahrânî şöyle anlatıyor: "Rüyamda Râbiatü'l Adeviyye'yi gördüm -onun için çok dua ederdim-. Bana dedi ki ey Beşşar gönderdiğin hediyeler nurdan tabaklar üzerinde ve ipek mendilierle Örtülmüş olarak bize geliyor. Dedim ki, bu nasıl oluyor? Dedi ki, hayatta olan müminlerin duaları bu şekilde bize ulaşır. Onlar ölüler için dua ettikleri zaman duaları kabul edilir. Sonra o dua nurdan tabaklara konulur ve üzerleri ipek mendillerle örtülür. Sonra da kendisi için dua edilen ölüye getirilir ve denilir ki bu, filancanın sana gönderdiği hediyedir. ”
Boyu tuba ağacı gibi uzundu, Yusuf güzellik göğünde dolunaydı sanki. Kâbe gibi kara giysiler giyer, omzuna tan yeri gibi ak şallar alırdı. Kıyamet koparıyordu boyunun güzelliği; güzelliğiyle gördüğü ilgide terazinin iki kefesi gibi orantılıydı. Güzelliğinin güneşi cayır cayır, boyu uzun, saçları güzelden de öte. İnsanlar yaratıldığından beri bu