Şikayet, saadet dilencisi halkın hâlidir; kaderin Allah tertibi olduğunu anlamayan gafillerin şaşkınlığıdır; bedenine çok bağlı ölü ruhların ürpermesidir.
"Sana değer vermeyenlere üzülmenin bir süresi vardır. O süre bittiğinde kendine saygı duyman gerektiğini öğrenirsin ve mantığın konuşur. Kendine saygı duydukça, haketmediğine inandığın, değersiz hissettiğin yerden kalkıp gitmeyi öğrenirsin..."
Nice mukeddesat aşk yolunda kalp için Kâbe oldular. Aşkın ifadesi olan secde sığınmak demektir ve aşk insanın bütün irade kuvvetleriyle kendinden başkasına sığınmasıdır.
"Ağlayabilenler ne bahtiyardırlar! Onlar asla bedbin değildirler; felâket zannedildiği gibi fena değildir. Zira dünya saadetlerinin hiçliğini hissedemeyerek arzularımız müthiş bir hırsla ona bağlanıyor. O zaman insana ümitler ve vehimler kalıyor. Zengin olan asıl sizsiniz, ey zavallı açlar ve hayat arzusu olanlar...
Allah, mutlak aşkın kendisidir. Varlığın aslı da O'dur. Allah ve kainat ikiliği, aklın icad ettiği bir hezeyandır. Aşk içinde çokluk yoktur. Çokluk sadece bizim tanıyışımıza ait bir vasıfdır.
Aşk, ruhu maddeden, maddeden faydalanmasını bilen teknikten, başkalarını sömüren kazançtan ve siyasetten uzaklaştırır, bunlarla ilgisini keser. Cüz'i varlıkları eriterek gözümüzde yok ettiği gibi zaman ve mekân gibi izafi unsurları da ortadan kaldırır.