“Allah’ı tanımayanın, dünya dolusu bela başında vardır. Allah’ı tanıyanın dünyası nurla ve manevî sürurla doludur. Derecesine göre iman kuvvetiyle hisseder.” (Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a)
“Şu zemin bahçesinde bütün o süslü nebatat ve ziynetli hayvanat, muntazam suretleriyle ve mevzun şekilleriyle ilan ediyorlar ki: Biz bir tek Sâni'-i Hakîm'in sanatından birer mu'cizesi, birer hârikasıyız ve vahdaniyetin birer dellâlı, birer şahidiyiz.” (Mektubat, Yirminci Mektup, İkinci Makam)
"Dua edileceği vakit, istiğfar ile manevî temizlenmeli, sonra makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi şefaatçı gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü iki makbul duanın ortasında bir dua makbul olur." (Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup
“Manen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîm'in mülküdür. Mülkü sahibine teslim et, ona bırak, cefasını değil, safasını çek." (Mektubat, Yirminci Mektup, Birinci Makam)